Yazar |
|
the tmt
Eis tin poli
Kayıt: 08.01.2006 |
|
yuxexes yazdi | Asıl tehlike sağdan sola doğru yeşil harflerle yazıları yazanlar tehlike.tutturmuşlar cumhuriyet tehlikede diye.adamların rant kapıları elden gidiyor tek sorun bu.tuttukları köşe başları elden gitmesinde ülke ne durumda olursa olsun onlara göre hava hoş.hemen bahane de hazır laiklik elden gidiyor diye.lailkiğin felan elden gittiği yok giden sadece çıkar çevrelerin mevkileri.
bu medya ne yazmadı ki şimdiye kadar.işine nasıl gelirse öyle yazıyor.daha geçen gün sabahın eski sahibi dinç bilgin 28 şubat döneminde yalan "andıç" haberlerinin generalin emriyle gazetesinde yayınladığı söyledi.malum fadime şahin,müslüm gündüz,ali kalkancı ve diğer hadiseler.şimdi nerede bu zatlar mahkemeleri ne durumda.
işlerine nasıl geliyorsa öyle yazıyorlar,öyle söylüyorlar.başörtüsü(türban sonradan türetilmiş bir terim) yasağı ne zaman başladı.daha önce böyle bir yasak varmıydı.ilk önce devlet kurumlarında yasaklandı simge diye ve kamusal alan diye.o zamanlar biz sizin çarşıda vaya evde taktığınıza karışıyormuyuz dediler.şimdi sokaklarda yasaklanmaya başladı.daha sonrada evimize de gelir bu yasaklar.gürüz ve avaneleri diyor ki sokarlarda da dolaşmasın bunlar arabistan'a gitsin.emirleri başımız üstüne binlerce şehidi boşuna verdik herhalde biz.kurtuluş savaşında maraşta fransızlara karşı direniş fransız askerinin ninelerimizden birinin başını açmasıyla başlamadı mı.müsbet insanlar çok şeymi istiyor sadece dininin emri olan örtünmeyi.bırakında istediği şekilde giyinenler giyinsin.
zaten ortalık her türlü pislikten geçilmiyor.aile içi ensest ilişkiler,hırsızlık,sahtekarlık...başını aldı gidiyor.medya başlıyor türk toplumu çöküyor diye.tabi çöker gerekli dini ve milli eğitimi vermezsen olacağı bu.Allah'tan korkan kişiden hiç kimseye bir zarar gelmez.
danıştaydaki hakimin öldürülmesi olayına gelince malum medya hemen hedef gösterdi dindar insanları.yok laiklik elden gidiyor yok şöyle yok böyle.bu işin sorumlusu hükümet felan diye.adamlar aptal mı niye ortalığı bulandırsın.zaten önümüzdeki yıl cumhurbaşkanlığı var kendi sonlarını hazırlayacak bir şeyi niye yapsın veya yapılmasına imkan hazırlasın.bence bu işte yine çıkar çevrelerin parmağı var.bu şekilde hükümete baskı kurmak,erken seçime zorlamak vs..
bir de amerikanın irana saldırma hazırlığı var.bu şekilde dinadar insanları hedef gösterip türkiyeyi kendi safına çekmek irana karşı...zaten dindar bir insan bir cana nasıl kıyabilir.Adam öldürmek en büyük günahlardan biri. |
Yazık cidden çok yazık. Atatürk'ün gençliği kendi rejimine kendi cumhuriyetine kurşun sıkar durumda.
Toufektsioupoli
|
|
Yazar |
|
nihat
Terasus
Kayıt: 18.01.2006 |
|
miracc yazdi | Oncelikle sunu belirteyim. Bazi yorumlari yapmak icin aceleci davraniyorsunuz. Malesef buyuk bir tehlike var ortada. Ama bu sizin belirttiginiz yonden gelen bir tehlike degil.
Hafizamiz zayif zaten de siyasi hafizamiz iyice zayif. Daha onceki yazimda da belirtmistim.
28 subat surecinde dindar muslumanlarin aslinda (!) nasil olduklarini gostermek icin varedilen Aczimendiler, fatma sahinler, muslum gunduzler gorevlerini tamamladiktan sonra birden yok oldular. Ogretmen evinde carsaflilar fink atiyor diye ortalik kizistirilmaya calisilirken carsafin icinden erkek cikti. Bu adam zevk icin carsaf giyip geziyordu yoksa bi amac ugruna mi bu kepazeligi yapiyordu.
Simdi yapilanlarin ayni plan ugruna yapilabilecegi neden kimsenin aklina gelmiyor.
Fehmi Koru'nun 2006 basindan beri dillendirdigi 'Mart Sendromu' bu olsa gerek.
Cumhurbaskanligi secimini mevcut meclise yaptirmamak icin turlu turlu senaryolar uretenler,
Cumhuriyet kavramini icine sindiremeyenler, halk iradesini hice sayanlar daha once yaptiklari gibi bir plan pesinde olamazlar mi?
"- Önce Adalet Bakanlığı'na bombalı saldırı düzenlen(eme)di: zaafiyet tartışmaları başladı.
- Süleyman Demirel, uzun bir aradan sonra yeniden hortladı
- Sonra Cumhuriyet Gazetesi'ne bir hafta içinde 3 bomba atıldı: ilginçtir, kameralara, özel güvenliğe ve polise rağmen kimse yakalanamadı.
- Sonra birden yurtdışında değer kaybeden USD Türkiye'de tavan yaptı, borsa göçtü: ekonomistlere göre bu dalgalanmayı gerçekleştirenler tam dört kez kâra geçti.
- Süleyman Demirel, pek aktfiti son günlerde. Sonunda bir adım daha atarak kelle istedi: kimbilir? Belki de 28 Şubat nostaljisi yapmak istiyordur.
- Son olarak, Ülkücü kökenli, arkadaşlarının deyimiyle "alkol de alan, ülkesini de seven, üstelik mülayim" bir avukat güpegündüz Danıştay binasına girip, oturum basıp, kurşun yağdırdı." Kaynak: dolmakalem.org
Size bu olaylar birbirinden bagimsiz , munferit olaylar gibi mi geliyor?
Siz, size gosterilmek isteneni aynen kabul ediyorsunuz.Amac da bu zaten. Bense bunlarin arkasinda baska birseyler oldugunu dusunuyorum tipki daha once oldugu gibi. Bunu hep birlikte gorecegiz.
Bu ve benzeri olaylarin bir amacanin da halki kutuplastirma amaci tasidigini dusunuyorum ve buna alet olmayacagim. Bu amaca hizmet etmemek adina azami caba sarfedecegim. Size de nacizane tavisyem budur. |
Bu konudaki en akılcı ve bilimsel aynı zamanda verilere dayalı yorumu yapan miracc arkadasım bravo
Söylediklerine harfiyyen katılıyorum ve üzerine ekleyecek bişey de bulamıyorum.
|
|
Yazar |
|
hasan
Kayıt: 10.02.2006 |
|
bugün 19 mayıs..
danıştaya yapılan saldırıyı şimdi daha iyi yorumladığımı düşünüyorum kemdimce...
30 ağustosa dikkat derim..
|
|
Yazar |
|
ozkanoncu
Istanbul
Kayıt: 08.01.2006 |
|
'Dini bütün Polat'lar' için: 19 Mayıs!
Arkadaş, kaçıp gitmek geliyor içimden" dedi Ayşe. Ayşe avukat. "Adam avukat yahu!" diye ekledi sonra. Hayretinde haklıydı. Bugüne kadar hep "cahil, meczup, akli dengesi yerinde değil" diye geçiştirilen, "münferitleştirilen" aşırı dinci ve aşırı milliyetçi saldırganlar zamanla tahsillerini tamamlamış ve nur topu gibi, üniversite tahsilli, işinde gücünde katil zanlılarına dönüşmüşlerdi.
Alparslan Arslan, iki hafta önce bu köşede yazdığım gibi Türkiye'de tek meşru varoluş durumu olan "dini bütün Polat Alemdar'lardan" biri olarak "mahallenin sevgilisi delikanlılardan" biriydi. Önceki gün Danıştay'a girip türban kararını veren Danıştay 2. Dairesi'nde kurşun sıktığında sadece "hassasiyetlerinde" biraz ileri gitmiş biriydi! Bu açıklama Ayşe'yi sakinleştirmeye yetmedi: "Baro'dan arkadaşlar yürüyüş düzenleyecekler Anıtkabir'e. Gideyim tamam ama yaşayan biri kalmadı mı gideceğimiz? Bu kadar mı çaresiziz?"
En çok pohpohlanan, en geçerli kimliğin "dini ve milliyetçi duyguları olan genç Polat Alemdar'lar" olmak sayıldığı bir ülkede, öyle olmayanlar olarak biz, çaresiz miyiz?
Ağca benzerliği
Saldırgan Alparslan Arslan, dün verdiği ifadesinde herhangi bir örgütle bağlantısı olmadığını, eylemi tek başına tasarlayıp gerçekleştirdiğini, Müslüman ve Ülkücü olduğunu söyledi.
Bu sözler, neredeyse sıralanışı bile aynı olmakla tıpkı bir zamanlar Mehmet Ali Ağca'nın söylediklerini anımsatıyordu. Varsayalım ki Ağca doğru söylüyordu, hakikaten de herhangi bir örgütle bağlantısı yoktu.
Peki o zaman yıllar sonra Türkiye'ye geldiğinde, yanlışlıkla tahliye edilirken cezaevinin kapısına siyah Mercedes'leriyle gelip kurbanlar kesen, davullarla zurnalarla bayram edenler kimlerdi?
İstanbul Üniversitesi'nde geçen hafta solcu çocuklara pervasızca saldıran, siyah takım elbiseli adamlar kimlerdi? Onları seyreden polisler kimlerdi?
Geçen hafta Metin Uca'ya "Çatlı'nın adını ağzına almayacaksın" diyerek falçatayla saldıranlar kimlerdi? Ne zaman Kürtlerle ilgili yazılar yazsam "Kanında boğulacaksın! Adresinin .... olduğunu biliyoruz!" diye mesajlar gönderenler kim? Kimdi "Bana 'Ülkücüler adam öldürüyor' dedirtemezsiniz" diyen vaktiyle?
Saldırganın "Allahuekber" diye bağırarak kurşun sıkmasından ürküp "Soruşturmada sürpriz sonuçlar çıkabilir" diyerek Alparslan Arslan'ın sadece "dini bütün" değil, aynı zamanda ülkücü çıkmasıyla rahatlamaya çalışan hükümet mensupları kimlerdi? "İslamcı terör demek kanıma dokunuyor" diyen kimdi?
Bunlar kimlerse şimdi başları göğe erdi; yıllarca meşrulaştırdıkları insan tipinin en dört başı mamur örneği var karşımızda: Üniversite mezunu, aşırı dinci, aşırı milliyetçi, mahallenin sevgilisi, kafası bozulunca Danıştay'a giren "Müslüman Türk genci"!
Biz kimiz?
Ayşe'yi sakinleştiremiyorum bir türlü. Kafası müthiş bozuk Ayşe'nin. "Çaresiz miyiz biz?" diye soruyor. "Darbe mi hazırlanıyor?" diye öyle kendi kendine, komplocu bir şeyler düşünmüş yüksek sesle kuaförde, haberi aldığı anda.
Kuaför demiş ki "Gelsin askerler yahu!" Ne diyeceğini bilememiş Ayşe. "Ne yapacağız?" diyor şimdi durmadan. 19 Mayıs Gençlik Bayramı'nda, biz artık orta yaşa doğru ağır ağır yol alırken, çocukluğumuzdan beri içinde dönüp durduğumuz kısır daire yeniden mi başlıyor en baştan diye düşünüyor şimdi?
Biz, hep bizi temsil eden adamlardan daha akıllı, daha eğitimli, bakış açısı daha geniş olduk biz. Doğrusunun demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet, vicdan olduğunu bildik hep.
Ülkemizin ve halkımızın "münferit" saldırılarla nice kadersiz uçurumlara yuvarlandığını gördük. Her seferinde sokaklarda sloganlarla yürüdük.
Ve şimdi kafamız bozuk yine. Söyle Ayşe, biz bu kez de mi bütün bu gürültünün geçip gitmesini bekleyeceğiz sessizce?
Ece Temelkuran
http://www.milliyet.com.tr/2006/05/19/yazar/temelkuran.html
Bozuk düzende saglam cark olmaz. Carklari degil, düzeni degistirmek gerek!!!!!!
|
|
Yazar |
|
reccae
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006 |
|
kedidir kedi
insa ettigim binanin cimentosu kelâm
|
|
Yazar |
|
mmt
Kayıt: 22.01.2006 |
|
bu konuda ısrarla bazı şeyleri direten, önlerine sunulan onca şeye rağmen fikirleri değişmeyen lakin fikir özgürlüğünü savunan insanlara bazı laflar hazırladım:
hayırlı günler sağ taraf, günaydın sol taraf; dinleyiniz.
bu günlerde çıkan bir çok olay hepimizi tedirgin ediyor. herkes düşünmek, düşüncelerini birilerine anlatmak ve bunları kabul ettirmek istiyor. lakin burada hepimizin gözünden kaçan bir şey var. düşmanlık.
evet, düşünürken, konuşurken, ürettiğimiz tek şey düşmanlık.
misal veriyorum bölümden X isimli bir arkadaşımız cuma namazına gitmek için derse girmediğini gördük. sonra ne idüğü belirsiz, densizin biri gitti danıştayda kurşun yağdırdı. gidip kendi fikrimizdeki arkadaşlarımıza dedik ki: "lan bu bizim bölümdeki X'de namaz falan kılıyo. hep aynı tip insanlar topundan nefret ediyorum, canımıza kastediyorlar, özgür düşünceyi engelliyorlar". ağzımıza gelmek üzere olan köpüklerimizi X arkadaşımızın üstüne attık o hırsla, öldürdük o arkadaşı bakışlarımızla.
misal veriyorum bölümden X isimli bir arkadaşımızı cumhuriyet gazetesini okurken gördük. sonra gittik kendi fikrimizden olan arkadaşlarımızın yanına ve şu cümleleri sarfettik: "bizim bacımızı başı kapalı diye üniversite almıyorlar. bu bizim bölümdeki X gibi insanlar hepsi." hadi kusalım X'in üstüne, tüm hıncımızı, birikmiş kinimizi X'ten çıkartalım. bunu da harcadık bak düşünerek.
peki şimdi bu olaylara vicdanınızla bir bakın. kim suçludur?? tiyatro izlemeye giden bir grup insan var diyelim. tiyatro oyununda bir karakter kırmızı elbiseli ve rolü gereği mütecaviz biri. oyunu izledikten sonra tiyatroyu izlemeye gelmiş ve tüm kırmızı giyinmiş insanlara da "bu mütecaviz" diye bakıp onlara türlü hakaretler etmek, onlardan nefret etmek size ne derece mantıklı geliyor??
anlatmak istediğim tamam belki bazılarımız açısından tehlike vardır, bazılarımız durumdan hoşnut değildir. bunu dile getirir ama lütfen bir düşünün. bunlardan dolayı birbirimizden, halkın içindeki insanların birbirlerinden nefret etmesi, kavga etmesi neden??
arkadaşlar hepimizi fikir sahibi, ideoloji sahibi olabiliriz. lakin ideolojiler dayatmaya, görüşler önyargıya dönüştüğü an kaybederiz. kavga ederiz. bölünürüz. ki gerçek tehlike de budur kanımca..
sizden ricam şudur: fikirlerimizi tartışalım, yazalım, konuşalım ama hep birlikte pikniğe de gidelim, ne bileyim başka biri bana kopya da versin, sınıfta yanyana da oturalım. ben de müslümanım, sistemde benim de sevmediğim taraflar var. ama alpaslan diye biri gidip birine kurşun sıktıysa ben mind trick mı yaptım da ona bu cinayeti işlettim? yahut başörtülü arkadaşlarımız, o şekilde derslere gelemiyorsa bizim bölümdeki Y nin marifeti mi bu?
bu ülke yıllardır ideolojileri tartışıyor ve bu tartışmalar yüzünden yıllardır insanlar ölüyor, ülke bölünüyor. japonlar orada bir köprü inşa ediyor, o köprünün bir bacağını bile yapamazsın. oturmuş senelerdir tartışılagelen, aynı şeyleri tartışıp duruyorsun.
demem o ki başkalarının yaptığı hareketler yüzünden birbirimizden nefret etmemiz ancak ülkenin bölünmesine neden olacaktır, başka getirisi olmayacaktır. hatta aramızdan biri o yapılanı tasvip bile etse, o hareketi yapmış gibi suçlamamalıyız.
yukarıda vermiş olduğum örneklerinin sırasının hiçbir mahiyeti yoktur. isteyen 2. örnekten başlayıp sonra 1.den devam edebilir.
sevgi, saygı, tandem...
mmt
mashattan 19.05.2006
|
|
Yazar |
|
caglarmenguc
istanbul
Kayıt: 29.01.2006 |
|
miracc arkadasimiza sonuna kadar katiliyorum...
son zamanlarda yasanan olaylar bana irana yapilacak olan operasyonun hazirliklari gibi geliyor...
Life is a game of cards...
A good player, even with a bad hand of cards, will play well and emerge a winner...
|
|
Yazar |
|
kellad
istanbul
Kayıt: 21.01.2006 |
|
Saldırganın tekbir getirerek ateş ettiği haberi de yalan çıktı. Bu söylentiyi yayanların amacı ne acaba. İnsanlara tekbir getirmenin teröristlerin adam öldürürken yaptıkları bir şey olduğunu mu anlatmaya çalışıyorlar. İslamda haksız yere adam öldürmek büyük günahtır.
Mâide(*) Sûresinin 32 . Ayetinde
Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitapta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa sanki bütün insanları yaşatmıştır." Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir.
Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
|
|
Yazar |
|
caglarmenguc
istanbul
Kayıt: 29.01.2006 |
|
kellad yazdi | Saldırganın tekbir getirerek ateş ettiği haberi de yalan çıktı. Bu söylentiyi yayanların amacı ne acaba. |
irana ve hukumete karsi dusunceleri degistirmek, tarafsizligi bozmak...
niye?
cunku iranda cok ciddi boyutlarda NBC mevcut. biz tarafsizligimizi bozarsak bu silahlarin direk menzilinde oluyoruz... kargasayi yaratanlar da hedeflerine ulasmis oluyorlar. kim bilir belki de ben olmeden once bize de nukleer bomba imal ettiimiz bahanesi uydurulabilir???
afganistan -> ırak -> iran -> ...
Life is a game of cards...
A good player, even with a bad hand of cards, will play well and emerge a winner...
|
|
Yazar |
|
elif
Kayıt: 01.04.2006 |
|
kellad yazdi | Saldırganın tekbir getirerek ateş ettiği haberi de yalan çıktı. Bu söylentiyi yayanların amacı ne acaba.
|
Delinin biri bir tas atmış olayı olmuş.Ama bunlar tam tersi cok zekilerki Türkiye yi bu kadar karıştırdılar.Tabi bazı kesimlerin ekmeğine yağ oldu.Ama goruyorum ki herkes olayın arkasındaki güçleri anlamış durumda.Amerika bize doğrudan savas acamayacağına gore boyle Türkiye de kutuplaşma yaratmaya calışıyorlar.Terörü herseyi destekleyen onlar.
Siteden ayr?ld?m.
|
|
Yazar |
|
halil
Kayıt: 01.01.2006 |
|
şahsen tehlikenin farkında olduğumu başka bi başlık altında da belirtmiştim , ama tehlikenin yönünde anlaşamamıştık ,
bu ülkenin huzurunu bozmak isteyenlerin kökünü kurutabileceğimizi hiç mi hiç sanmıyorum , amaç ülkede gerginlik ortamı yaratıp milleti birbirine düşürmek ya da mevcut iktidarı devirmekten başka birşey değil , bunu farketmek bazı arkadaşlar için biraz zor olacak ama , katilin bağlantıları bir bir suyüzüne çıkıyor ,
adam evinde numunelik ve dekoratif amaçlı cumhuriyet gazetesini sermiş şansa bak tam da cumhuriyete bomba atılan güne ait ! , bide duvarlara arapça tablolar astıkmı amanın provokasyonun tadından yenmez valla demiş bide onlardan asmış , ne kadar dindan olduğunu ispatlamaya çalışmış :)
katliamın yapıldığı gün verilen haberler de provokasyona alet olur cinstendi , nereden geldiği, kimin yumurtladığı (en hafif tabirle) belli olmayan bir "tekbir getirip kurşun yağdırdı !" , "Allahın askeriyiz diye slogan attı" ,haberini ısıtıp ısıtıp milletin gözüne soktular , kurşun yiyenler bile duymamış bu sloganları ...
katilin ve ortaklarının sorgularındaki itiraflara bakarsak ne kadar DİNDAR ?!? olduklarını da görürüz ;
alparslan arslan komşularıyla beraber içki içen biri , kardeşinin başı açık , 750 ytl maaşı var ama opel astrası da var , cebinden de 20,000 ytl lik çek de çıkıyo nası oluyosa ??? bide cebinden Ulusal Haber basın kartı çıkıyo , çoğu insan ulusal haberin kimin olduğunu bilir ...
olaydan kısa süre önce çevresine Türkiyede büyük olaylar çıkacak demiş , yani tam manasıyla çete mensubu insanın kendi yapacağı işi önceden kestirmesi büyük maharet olmasa gerek , olaydan sonra baya bi inandırıcı konuşuyodu tek başıma planladım ve yaptım ! diyodu , yakında "BEN MEHDİYİM" derse hiç şaşmamak lazım ...
diğer maşalara bakarsak ; cumhuriyete bomba atma işini para için yaptıklarını itiraf etmişler , biri 100 ytl harçlık almış , atılan ilk iki bombanın patlaMAyacağını biliyolarmış ... bi tanesinin nataşanın tekiyle ilişkisi yüzünden paraya ihtiyacı varmış ...
işi COCO GOGO isimli bir BAR da planlamışlar (cami değil bar , birilerine duyrulur)
bu işte maşa olarak kullanılanları geçip elebaşılarına gelirsek , M.Tekin , askerden atılma , sauna çetesiyle ilişkisi çıktı, evinde cumhuriyete atılan MKE yapımı elbombaları bulundu , Türk Solu'nun tam sayısı ele geçirildi ... aynı zamanda susurluğun kilit ismi emekli Tuğgeneral Veli Küçük ve ibrahim şahin ile ilişkisi tespit edildi , sedat peker çete soruşturması sırasında takip edilirken bu da fişlenenlerden ...
bu adamlar dinlerine çoooooooook bağlıdır zaten hepimiz biliriz ...
üç kuruş için adam öldürebilecek manyağın tekine parayı verdiler , şu şu işleri yap ,
biz seni koruruz dediler ...
tam da bir gün önce tüm güvenlik kameraları da bozuldu (tesadüfe bak), ortada da hiç polis yok , güvenlik görevlilerinin kendine de hayrı yok herhalde ...
ama işleri ters gitti polisin teki işini gerçekten iyi yaptı , 20 maaş değil 200 maaş verseler hakkıdır.
aylarca sürebilecek bi provokasyonun önü bir nebze de olsa kesilmiş oldu , maskeleri erken düştü bu sefer huzurbozucuların ...
peki bunların amacı ne dersek ceyhan mumcuya kulak verelim derim ;
"Ceyhan Mumcu, geçen pazartesi günü birinin yanına gelerek, “Türkiye'de kan gövdeyi götürecek” dediğini açıkladı.
Mumcu, kendisine gelen kişinin ismini açıklamak istemediğini belirterek, “Bana, ‘Ben istihbaratçı değilim. Ama sizin ve Uğur'un eşi Güldal Mumcu'nun hayatından endişe ediyoruz. Başka isimlere de saldırı düzenlenebilir. Bu işi MOSSAD yapacak. Türkiye'yi İran konusundaki tarafsızlığından ayırmak istiyorlar. Türkiye, İran ile çatıştırılacak.’ dedi.” şeklinde konuştu. Bunun üzerine 16 Mayıs 2005 tarihinde bir basın açıklaması yazdığını belirten Mumcu, Türkiye’yi yönetenlerin ve kamuoyu öncülerinin dikkatini çekmeye çalıştığını kaydetti. "
tam manasıyla denen çıkmıştır , ülkede yine irtica hortladı havası estirilip hükümeti devirmeye çalışacaklar ,
abd ye iran konusunda destek verebilecek bir hükümeti kurduracaklar ya da ara rejimden medet umacaklar ...
cenaze töreninde ölen zata ( Allah rahmet eylesin) hakkaten ayrı bi acıdım , adamın cenazesini miting alanına çevirdiler , ölüye saygı diye birşey hiçmi duymamış bunlar ???
şu karikatürler de çok iyi ;
herkese saygılar , daha az provoke olmak dileğiyle ...
....
|
|
Yazar |
|
sultankaykin
denizli
Kayıt: 08.01.2006 |
|
insanların bildiklerini yada bildiklerini sandıkları şeyleri gözden geçirme vakti geldi galiba...
ne dolaplar dönüyo, ve bunları kimler yapıyor farketmek gerek..
ha bu tek taraflı değil,her görüşten insan bi şekilde bazı aralıklarla bazı amaçlar için kullanılıyo..
olayın iç yüzünün ortaya çabuk çıkması sevindirici, yoksa çok ciddi boyutlara ulaşabilirdi yani bazıları istediklerine tam olarak ulaşabilirdi..
gerçi hala daha bitmiş değil, minareyi çalan kılıfını hazırlar derler hani
suçlu taraf suçu ortaya çıkınca pek bi pişkinleşir nedense inşallah iş o boyuta dönmez...
|
|
Yazar |
|
tarikkranda
Kayıt: 07.01.2006 |
|
Cok yazık iste gunlerden beri burada bas bas bagırdıgımız gercekler bir biri ortaya cıkıyor. Dünyaya objectif , herkese din, dil, ırk ayrımı yapmadan eşit olarak bakmayı öğrenmediğimiz sürece birileri yazar senaryoyu, birileri değiştirir, kendine uyarlar, bizim saf ve temiz Türk milletimiz de savunuculuğuna herkesten önce talip olur. Şimdi o cumhuriyet gazetesinin aydın yazarları (bana göre rantçı ve beş para etmezler o ayrı) tersten yazdıkları o gazeteyi kıvırıp hatıra diye saklasınlar. Bizim aydın ve çookk ama çooookkk demokrat vatandaşımız da bakanlarını yuğlasın, su şişesi atsın, Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesinden zerre kadar anlamadığı halde evinin camlarını sokaklarını 1-2 günlük onun posterleri ile donatıp ülke elden gidiyor sloganları ile sokaklara dökülsün, dolar tavan yapsın, borsa dibe vursun, morgage lalan dinlemeden konut kredi fazileri küt diye fırlasın, sabah daha fakir uyanalım, benzine zam gelsin, daha mutlu yasayıp daha ileri gidelim. Cümleten hepimize geçmiş olsun, umarım bundan sonra daha adil bir yaklaşım sergileriz. Görünen senaryoları, 1 kere, 2 kere hatta 1500 kere daha düşünelim sokaklara dökülüp felaket tellallığı yapmadan önce...
Not: Tehlikenin Gayet Farkındayım, çünkü gazete köşelerindeki yorumları okumuyorum, yorum üretiyorum....
|
|
Yazar |
|
ozkanoncu
Istanbul
Kayıt: 08.01.2006 |
|
Yeşil ampul ile kızıl elma arasında
Din motifli çatışmalar... Demokrasiye yönelik komplolar...
"Derin" kökleri olan kanlı provokasyonlar...
20. yüzyılı bunlarla tükettik.
Ve acıyla görüyoruz ki, aynı tezgâh, kanlı bir miras gibi 21. yüzyıla aktarılıyor.
1966'da Genelkurmay Başkanı'nı eleştirdi diye gazeteci İlhami Soysal'ı döven Özel Harpçi yarbayın misyonunu 2006'da oğlu üstleniyor.Ve bizler, medeni eleştiriyi kör şiddetle yanıtlayan çetelerin ikinci kuşağını devralıyoruz.
***
Hükümeti eleştirdikçe tepki mektupları geliyor:
"Sağduyunu kaybettin" diyor bir kısmı...
Bir başka kesim, "Yeni mi uyandın?" diye dokunduruyor.
Oysa bugüne kadarki "sağduyulu yaklaşım"ımızın da, "şimdiki uyanıklığımızın" da nedeni politikalar...
Erdoğan, AB'ye uyum sürecinde özgürlükleri genişleten demokratikleşme reformlarına imza atarken destekledik.
ABD baskısı karşısında Irak bataklığına uzak durmaya çalıştığında omuz verdik.
"Kürt sorunu"nun çözümüne söz verirken cesaretlendirdik.
Siyaset, askerin etki alanından, derin devletin tahakkümünden çıksın istedik.
***
Sonra ne oldu?
Erdoğan, reform sürecinde frene bastı.
AB'ye mesafeli durdukça ABD çizgisine daha yakınlaştı.
Şemdinli'de derin devletle hesaplaşma yönünde cesareti olmadığını ortaya koydu.
İtibarındaki gerilemeyi durdurmak, tabanına söz verip yapamadıklarını unutturmak, yoğunlaşan kadrolaşmasını gölgelemek için kışkırtıcı demeçlerden, gereksiz polemiklerden medet umdu.
Danıştay'ın uyarılarına kulak tıkarken, hedef gösteren gazetelere göz yumdu.
Sonuçta bugüne dek işbirliği içinde olduğu Genelkurmay Başkanı'nı ve hükümet içindeki aklı selim sahibi bakanları bile karşısına aldı. Kendi elleriyle bir karşı-cephe yarattı.
Başbakan şimdi "Bu bir güç kavgasıdır" diyor.
Zaten siyaset bu değil midir?
Bunu öğrenmek için ille o kavgayı kaybetmek mi gerekir?
***
Sağduyumuzu filan yitirmedik.
Kendimize de yeni gelmedik.
Baştaki reformist damarını kaybeden, otorite karşısında boyun eğen, anayasal kurumları hedef gösteren, sert çıkışlarla toplumu geren Başbakan'ın kredisini tükettiğini görüyoruz.
Danıştay saldırısı hükümete yönelik bir komploysa bile bize düşen, hem saldırgan demeçlerle bu komploya zemin hazırlayan hükümeti hem de komplocuları eleştirmek, oyuna gelmemektir.
***
Hükümetin karşısına dikilen cepheye gelince...
Köşk kapışması öncesi Cumhuriyet'in yeniden yollara çıkan Demirel'i övdüğü, Türk-İslam sentezcisi saldırganın evinden "Türk Solu" dergilerinin çıktığı, AB karşıtı rüzgârların ulusalcı akımların yelkenini doldurduğu, askerin yeniden eski konuşkanlığına kavuştuğu karmakarışık bir döneme giriyoruz.
Yeşil ampulün karşısına "Kızılelma koalisyonu" öneriliyor.
Biz ise, kendi gençliğimize mal olan milliyetçi cephelere, onların tetikçilerine, derin entrikalara 21. yüzyılı da kaptırmak istemiyoruz.
Çareyi, yeşil ampule de kırmızı elmaya da ihtiyaç bırakmayacak, hukuktan ve emekten yana, sivil, özgürlükçü, demokratik bir oluşumda görüyoruz.
CAN DÜNDAR
Bozuk düzende saglam cark olmaz. Carklari degil, düzeni degistirmek gerek!!!!!!
|
|
Yazar |
|
the tmt
Eis tin poli
Kayıt: 08.01.2006 |
|
tarikkranda yazdi | Cok yazık iste gunlerden beri burada bas bas bagırdıgımız gercekler bir biri ortaya cıkıyor. Dünyaya objectif , herkese din, dil, ırk ayrımı yapmadan eşit olarak bakmayı öğrenmediğimiz sürece birileri yazar senaryoyu, birileri değiştirir, kendine uyarlar, bizim saf ve temiz Türk milletimiz de savunuculuğuna herkesten önce talip olur. Şimdi o cumhuriyet gazetesinin aydın yazarları (bana göre rantçı ve beş para etmezler o ayrı) tersten yazdıkları o gazeteyi kıvırıp hatıra diye saklasınlar. Bizim aydın ve çookk ama çooookkk demokrat vatandaşımız da bakanlarını yuğlasın, su şişesi atsın, Mustafa Kemal Atatürk'ün felsefesinden zerre kadar anlamadığı halde evinin camlarını sokaklarını 1-2 günlük onun posterleri ile donatıp ülke elden gidiyor sloganları ile sokaklara dökülsün, dolar tavan yapsın, borsa dibe vursun, morgage lalan dinlemeden konut kredi fazileri küt diye fırlasın, sabah daha fakir uyanalım, benzine zam gelsin, daha mutlu yasayıp daha ileri gidelim. Cümleten hepimize geçmiş olsun, umarım bundan sonra daha adil bir yaklaşım sergileriz. Görünen senaryoları, 1 kere, 2 kere hatta 1500 kere daha düşünelim sokaklara dökülüp felaket tellallığı yapmadan önce...
Not: Tehlikenin Gayet Farkındayım, çünkü gazete köşelerindeki yorumları okumuyorum, yorum üretiyorum.... |
Ranbtçı dediğin Cumhuriyet gazetesi senelerdir çizgisini koruyan, hiçbir şekilde saqtış kaygısı olmayan, Yeni Şafak, Vakit gibi yobaz varoş kitleye değil de aydın elit bir okur kitlesine sahip bir gazetedir.
Atatürkçü'lük ne zamandır kişiden kişiye göre değişen bişey oldu Allah aşkına?
Eğer gazete köşelerindeki yorumları okumuyorsan gerçekten de çok kötü bir iş yapıyorsun kanımca.
Toufektsioupoli
|
|
|
|
-
Del.icio.us
-
Digg
-
Facebook
-
Furl
-
Google
-
Blink
-
Simpy
-
Spurl
-
Y! MyWeb
|
|
| | | | | | | | | | | |