Konuyu görüntüle
IUCODERS FORUM > Genel > Gündem > Çernobil Tart??mas?na Noktay? Koyuyorum.
Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
31.08.2006-10:50 #9619
Aşağıdaki haberde Çernobil'in tüm Türkiye'yi etkilediği iddia ediliyor. Hatta radyasyon bulutunun bütün Türkiye'nin üzerine çöktüğünü belirten bir grafik verilmiş. Bunları iddia eden de bir enerji doçenti. Yanlış anlaşılmasın herhangi bir bilimsel çalışma yapılmamış. Link şöyle:
http://www.ntvmsnbc.com/news/383555.asp

Ben de çok çay içerim, radyasyonlu çaydan öleceğimi düşünüyordum. Bu konuyu araştırdım. Gördüğüme göre kanser vakalarında dünya ve Avrupa ortalamasının epey altındayız. Ve iddia edildiğinin aksine kanser vak'a ları Avrupa ülkeleri ve Amerika'da bizden çok daha hızlı artıyor. Ayrıca Çernobil'den bu güne kadar üzerimize düşen toplam zararlı radyasyon miktarı da her gün güneşin üzerimize gönderdiğinden daha az.
Gündemden düşmeyen bu çığırtkanlığın sebebi ise Çernobilin sağlığımıza etkisi değil başka şeyler. Lütfen bilimsel olalım. Artık Çernobil'i değil de sigarayı konuşalım.

Verileri aldığım veritabanlarını şu linklerden indirebilirsiniz:
http://www-dep.iarc.fr/globocan/GLOBOCAN2002_September_2005.ZIP
http://www-dep.iarc.fr/CI5_original/CI5I-VIII_September_2005.ZIP

Kaynaklarım:
www.who.org
www.iarc.fr
www-dep.iarc.fr

Bir de grafik var:






Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
yasmin


avatar
istanbul
Kayıt: 14.03.2006
31.08.2006-13:48 #9620
Doç Dr Tanay Sıdkı Uyar herhangi bir bilimsel çalışma yapmadan açıklama yapmış olabilir ama ben uyar hocamıza katılıyorum.
kellad arkadaşım tarihin en ölümcül nükleer kazası 86 Çernobil kazasından bahsediyoruz. bir nükleer santral kazası etkileri yüzyıllar sürecek tahribata yol açıyor. şu anda Çernobil ve yakın civarı 300-500 yıl yaşanamaz durumda. bu kaza sonrası Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) başkanı Prof Dr Ahmet Yüksel Özemre çay içmenin tehlikeli olmadığını söylemiş ardından 58 bin ton çayın gömülerek yok eilmesi kararını almış. yani önce inkar sonra itiraf. radyasyon sadece çaya değil ota süte ete Kazım Koyuncu'nun ve daha birçok insanın üzerine yağmıştır. hiç bir kaza olmadığını farzetsek bile atık sorunu var. radyoaktif maddeler yüz binlerce yıl kalacak. yüz binlerce yıl sonra doğacak çocuklarımıza bunu bırakmış olcaz. ne kadar güzel demi(!) .ayrıca terörist saldırılarınada açık hedef .ayrıca gelişmiş ülkeler nükleer santral sayısını azaltmaya çalışıyor(avrupa 1989 172 bugün 148adet nükleer santral).good luck

kaynağım
Atlas Dergisi
Haziran 06 sayısı






Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
31.08.2006-14:34 #9621
Tarihin en ölümcül nükleer kazasından bahsettiğimiz doğrudur. Ancak biz Türkiye'deyiz ve yıl 2006.
Nükleer Santral konusuda da şunu düşünüyorum: Kömür ve petrol yakalım onun yerine daha çevreci ve memleketimizde çok ucuz, petrol fışkırıyor, bitmez de. Oda olmadı sadece güneş ve rüzgardan enerjini kullanalım. Endüstriyi boş ver. Sadece lamba yakarsak bize yeter. Faturada eskisinden biraz pahalı olur. Başımıza göktaşı düşmesin diye de sokağa çıkmayalım.
Biraz sert oldu ama anlayana olayı böyle özetleyebiliriz. Kusuruma bakmayın.

Bir de soru sorucam:
Bu çaylar ne zaman gömülmüş?






Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
orhan


avatar
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005
31.08.2006-14:36 #9622
valla bizim çayları dereye dokmuşlerdi ama devlet parasını odedi





N/A
Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
31.08.2006-14:59 #9623
1986'da mıydı?





Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
yasmin


avatar
istanbul
Kayıt: 14.03.2006
31.08.2006-15:20 #9624
86 da çayın gömülmesi kararı alınıyo fakat 88 de yürürlüğe giriyor . depolarda bekletilen çaylar kaçırılmış. dere kenarında bekletilenlerde suya,yakılan çaylardan çıkan radyoaktivite havaya karıştı. yakmaktanda vazgeçildi bu kargaşa içinde geri kalan çaylar türkiye ye afiyetle içirildi





Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
31.08.2006-16:10 #9625
Pire için yorgan yakılmaz. Zararın neresinden dönülse kardır.

İnsanlarda bence lüzumsuz iç güdüsel korkaklık var. Korku Şart. Ama böylesi olmayacak. Mantıklı ve bilimsel olunması lazım. Size yakın zamandan bir örnek vereyim:
Kuş giribi olayları çıktığında dışarıda yetiştirilen tavuklar itlaf edilmişti ancak entegre tesislerde yetiştirilenlerde bir tehlike görülmediği için böyle bir şey yapılmadı. Sadece önlemler artırıldı. Bu tavuklar marketler de de satılıyordu. Ancak hiç bir tehlike olmamasına rağmen vatandaşımız yine de tavuk almadı hem kendine eziyet etti hem de tavuk üreticilerine. Sadece tavuk fiyatlarının düşmesini fırsat bilen birkaç uyanık tavuk aldı. Zamanla hiçbir şey değişmemesine rağmen tavuk satışları yine yavaş yavaş artıp eski seviyesine geldi. Hatta mecliste bile bir süre menülerden tavuğu kaldırtılar. Ama hiç tavuk satışları durrdurulmadı. Düşünmeye davet ediyorum.





Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
ogencay


avatar
Istanbul
banlandı
Kayıt: 02.03.2006
31.08.2006-16:18 #9627
sağlıgınız için
sör winzton tiğ için
biggrin





There`s No Place Like 127.0.0.1

Yazar
yasmin


avatar
istanbul
Kayıt: 14.03.2006
31.08.2006-16:25 #9628
böyle bir yaşamı kastetmedim. türkiyede olduğumuzuda biliyorum 2006 da olduğumuzuda biliyorum ama yüzbinlerce yılda bahsetmiştim. demek istediğim nükleer santral yapımına harcanan parayı yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması için araştırılmalar yapılmasına harcanması. ki daha atık problemide var oda ayrı bir masraf gelişmiş ülkeler faaliyete başlamışken bu tartışmayı yapıyoruz ayrıca faturaları ucuzlatalım derken hayatımızıda ucuzlatmayalım





Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
31.08.2006-16:59 #9629
Bütün bu tartışmalar yaşamımızı güzelleştirmek için biliyorum. Yenilenebilir enerji de şart. Atık konusuna gelince uranyum satan ülkelerin çoğu atığını geri alıyor hatta bunu şart koşuyor. Başlarına bela olsa almazlardı. Teknoloji yeterince gelişti. Atığın da büyük kısmı artık becerebilirsen bir kaynağa dönüşüyor.

Bu konuda iki güzel yazıyı paylaşmak istiyorum.
http://www.bbc.co.uk/turkish/indepth/story/2006/02/060208_nuclearenvironment.shtml
http://www.bbc.co.uk/turkish/indepth/story/2006/02/060217_nuclearfuel_cycle.shtml






Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
sultan


avatar
denizli
Kayıt: 09.06.2006
31.08.2006-18:38 #9632
çernobil ve de nukleer enerjiye noktayı koymakta gec bile kaldık cunku gelişmiş ulkelerin hepsi bu noktayı coktan koymaya başladı bile(son 14 yılda sadece finlandiya başarılı bi reaktör siparişi vermişken ve ispanya 8 isvec 4 tanesini bu sene içinde kapatmışken amerika bile kendisi için değil bizim gibi kendisine pazar olan ulkere satmak dışında uretmıyorken bizim hala enerji olarak nukleeri konuşuyor olmamız komik)..
gelişmiş ulkelerin gelişmiş olarak adlandırılıması hala gelişiyor yani geliştiriyor olmalarından kaynaklanır..ve geliştirdikleri (ki bunun nedeni maaliyet minimizasyonu ve artan kamuoyu talepleri) rüzgar tribünü teknikleri şuanda (özelliklede turkiye gibi iyi ruzgar alan ulkelerde)rüzgar enerjisinin en ucuz enerji olduğunu gosteriyor..ucuzluk neyi ifade eder???kurulum maliyetleri mi,hammaddemi, iş gücü mü,depolama ve dağıtımmı,geri söküm maliyetleri mi????bunların hepsi hesaplanıp belirlenebilecek maliyetler iken uzmanlar artık cevresel muhasebeden sozeder durumu gelmiş bulunmaktalar..neden mi çünkü doğa çünkü iklim çünkü su ,çünkü hava,çünkü toprak verimi gibi sürdürülebilir politikalarla yonetilmesi gereken yaşam kaynaklarının maliyeti belirlenebilse de onları, geri getirmeyecektir..ekonomi,kalkınma,enerji,..sürdürülebilir olmak zorunda yoksa tukenir,tukeniyor,tükenecek...
doğalgazla dışa bağımlıyız..nukleerle bağımsız olacağız:) şuanda bunu başarma yolunda olan tek ülke var ki o da savaş tehdidi altında(iran) nukleerden en cok enerji ureten ulke olan fransa bile plutonyumu amerikadan almak zorunda iken bize bağımsız enerji elde etme şansı vermeyecekler,hiç bir ulkeye vermedikleri gibi,irana vermiyecekleri gibi..m.el baradey in aynı gün içinde(ankarada) iranın nukleer programına karşı,türkiye nin programını sonuna kadar destekliyor olduğunu acıklamasındaki çelişki iranın satın almayıp geliştiriyor olmasından kaynaklanıyor..ve bu adam nobel barış odulu almış bi adam...herşey duzenlenmiş,herşey sistematik bir şekilde hazırlanmış,ve uygulanıyor..ya anlamlı bir hayat için karşı durmak yada uygulamak..(bunun için araştırırken bağımsız ve bilimsel kaynaklardan yararlanmak ve bunu objektif bi şekilde değerlendirdikten sonra fikir belirtmek veya uygulamak doğruya en yakın olan davranış olacaktır..eğer çernobile noktayı koyup sağlık bakanlığının bilimsel olmayan araştırması sonucu ortaya atılan sigarayı konuşacaksak nukleere nokta koymayalım..çünkü bu ülkeye 1980 veya 1976(iki secenek var) model nukleer reaktörleri getirecek kişiler ve bundan rant elde edecek kişiler ve ülkenin milli gelirini ve geleceğini çöpe atacak kişiler aynı..bunun adının sağlık bakanı veya enerji bakanı olması bişeyi değiştirmez sadece toplumumuzu kandırmalarını kolaylaştırır..
eğer nukleer adımını atlayıp yenilenebilir enerjilere yatırım yaparsak azgelişmiş veya gelişmekte olan toplum olarak nitelendirilmekten kurtulmak için iyi bi adım atmış olacaz aksi durumda hep bir adım geride kalmamızı sağladıkları için onlar gelişmiş biz gelişmekte olan olarak kalmaya devam edecez...84 senedir olduğu gibi...(şunu unutmayınki bu meclisten yenilenebilir enerji yasası gecmiş durumda ve altyapısı hazırlanmamış olmasına rağmen şu anda 10 bin megawatt lık uretim yapabilecek başvuru var..hemde yerli sermaye...ama bizimkiler fosile nukleere verdikleri subvansiyonları teşvikleri vergi indirimlerini yenilenebilir enerjilere ayırmıyorlar ..nedeni tabiki bu enerjilerin cevreye zarar vermiyor olması değil..diğerlerinin tukeniyor,son demlerini yaşıyor ,haliyle de ureticleriyle rant işbirliği yapıldığı içindir..

http://www.ewea.org/fileadmin/ewea_documents/documents/publications/reports/wf12-2005.pdf

http://www.greenpeace.org/raw/content/turkey/press/reports/ernobil-sa-l-k-raporu.pdf






Yazar
mehmet


avatar
Antalya
Kayıt: 29.01.2006
31.08.2006-18:55 #9633
o veya bu şekilde artık kendi elektriğimi üretmemiz lazım. o kadar üniversitemiz o kadar profesörlerimiz var bunlar ne yapıyor acaba. koltuk sevdasından vazgecip bi çözüm bulsunlar. sadece eenerji açısından deil her konuda, kendimiz üretip kendimiz kullanmalıyız. onun bunu eline bakmakla olmaz, üretmek lazım ...





Soldier of Fortune


Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
31.08.2006-20:26 #9638
Sultan'ın gönderdiği belgelere göz attım. Rüzgar enerjisi konusunda kendisine tamamen katılıyorum. %12 rüzgar enerjisinden bahsedilmiş. İyimser tahmiler yapalım ve türkiye için %20 diyelim, %40 da hidro elektrik ürettiğimizi düşünelim. %10 da Jeotermal, güneş enerjisi vs. olsa kalır %30. Bu kısım için 2 alternatif var 1. Fosil Yakıtlar, 2. Nükleer Enerji. Nükleer enerjinin daha ucuz, temiz ve dışa daha az bağımlı olacağı kesindir. Bunlar iyimser tahmiler.

Fransa %75 enerjisini Nükkleerden üretiyor. Çok büyük miktarda da diğer Avrupa ülkelerine ihraç edip para kazanıyor. Fransa'da güzel uranyum madenleri yok. Yakıtı Amerika'dan alması daha ucuza geliyor. Başkasında daha ucuzu varken kendininkini neden harcayasın?

Çernobil üzerine gönderdiği belgede ise Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya'dan bahsediyor. Buralarda Çernobil faciasının verdiği zararlar ispatlanmıştır. Buna da bir sözüm yok. Benim derdim Türkiye üzerine konuşulanlarla.





Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
sultan


avatar
denizli
Kayıt: 09.06.2006
31.08.2006-21:05 #9643
belirtmem gereken şu ki (ve de hep beraber yapmamız gereken) doğayla uyumlu üretim tekniklerini dahada geliştirerek hem maliyetini düşürüp bunların kullanılmasını sağlamak ki bu ekonomiye katkı olacaktır hem de doğaya zarar vermeyecektir...

şu anda tehdidi altında bulunduğumuz doğal??? felaketleri yaşamaya başladığımızda inanın hep karanlıkta kalmış olmayı yeğleyeceğiz...




http://www.greenpeace.org/turkey/

http://www.wwf.org.tr/tr/






Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
01.09.2006-10:06 #9650
Greenpeace Türkiye sitesindeki Enerji konusundaki yazıyı inceledim. Yanlıştan öte yalan bir yazı. Greenpeace'in güzel uygulamaları olsa da çok yanlış uygulamaları da var. Yaptıkları reklam ve birşeyleri engellemeye çalışmak. Memleketimize kaç ağaç dikmişler acaba?
Doğal Hayatı Koruma Vakfını ise sonuna kadar destekliyorum.

Nükleer enerjiye alternatif en az onun kadar temiz ve ihtiyaca cevap verebilecek bir enerji kaynağı bilen varsa söylesin onu tartışalım. Umarım böyle bir şey geliştirilir.

En temelin de dünyada 2 kaynaktan enerji elde edebiliriz 1. Güneş 2. Nükleer Enerji. Tüm fosil yakıtlar ve bitkiler güneş radyasyonu ile gelen enerjinin kimyasal enerji olarak depolandığı organik moleküller içerir. Bunları yakarsanız su ve karbondioksit açığa çıkar. Karbondioksit malum olduğu üzere dünyanın ısısını artırır ve dengesini bozar. Geri dönüşümü de uzun zaman alır. Rügar enerjisini tamamen güneşten alır. Ancak rüzgardan çok kısıtlı miktarda enerji elde edilebilir. Güneş enerjisi panellerinin de verimi çok düşüktür, çok pahalıdır ve üretimi pek de çevreci değildir. Çok geniş alan kaplar. Bozkır ve çöllere, evlerin çatılarına kurulabilir. Boz kır ve çölleri sulayıp tarım alanı yapmak yada ağaçlandırmak çok daha mantıklıdır. Jeotermal enerji genelde dengesizdir ve her an arkası kesilebilir. Elektrik üretilebilecek kaynaklar azdır. Jeotermal suyu yerden çekmek deprem tehlikesi yaratır.
Nükleer enerji ise güneşin de enerjisinin kaynağıdır ve neredeyse sınırsızdır. Nükleer santraller her yönden dünyadaki en güvenli sistemlerdir. Karbondioksit üretmezler. Çevre tek zararları yanlarında küçük sıcak yosunlu bir yapay soğutma gölü oluşturmalarıdır. Deniz suyunu veya bir akarsuyu bu amaçla kullanmazlar. Çevrelerine herhangi bir canlıya en ufak bir zararı bile dokunabilecek radyasyon yaymazlar. Pek çok kişinin sandığının aksine o büyük bacalardan duman değil su buharı çıkar.
Çernobilde insanlar imkansızı başarmışlar. "Felakete Saniyeler Kala: Çernobil" belgeselini izlediyseniz anlamışsınızdır. Şu anda bütün santrallerde böyle bir kazayı imkansız hale getiren teknolojiler kullanılmaktadır. Hatta o kadar güvenlidir ki havadan bombalanıp yerle bir edilse bile çevreye zararlı miktarda radyasyon yaymazlar.






Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
1 2
Del.icio.us
Digg
Facebook
Furl
Google
Blink
Simpy
Spurl
Y! MyWeb