Yazar |
|
timur
İstanbul
Kayıt: 19.01.2006 |
|
Hatırlarım yıl 2002. Hazırlık bitmiş yeni gelmişim. İlk gün bölümü bulabilmek yarım saatimi almış. Milletin elinde oyuncak olmuşum, bir o yana bir bu yana. Bir alta bir üste. Yerim dedim böyle üniversiteyi, labirent gibi. Ve içimden bağıra bağıra çizimi yapan mimara sövmüşüm.
Hayat varsa umut vard?r...
www.timureroglu.com
|
|
Yazar |
|
ogencay
Istanbul
banlandı
Kayıt: 02.03.2006 |
|
timur yazdi | Hatırlarım yıl 2002. Hazırlık bitmiş yeni gelmişim. İlk gün bölümü bulabilmek yarım saatimi almış. Milletin elinde oyuncak olmuşum, bir o yana bir bu yana. Bir alta bir üste. Yerim dedim böyle üniversiteyi, labirent gibi. Ve içimden bağıra bağıra çizimi yapan mimara sövmüşüm. |
Mimar(?)
There`s No Place Like 127.0.0.1
|
|
Yazar |
|
hamdikan
dünya
Kayıt: 23.01.2006 |
|
2005 sabahın bilmem kacı kapıdn gırış dakka bir gol bir "NERDEYİM BEN"
yok
|
|
Yazar |
|
kellad
istanbul
Kayıt: 21.01.2006 |
|
Ben de ilk birkaç hafta bölümü 15 dakika aramadan bulamıyordum.
Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
|
|
Yazar |
|
orhan
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005 |
|
2001 de Halil'le nereyi kazandığımızı gormek için okula geldik. Tatil gününe mi ne denk gelmiş. Kapıda bir amca vardı. Muhendislik fakültesi nerde diye sorduk. Tarif etti. Tam içeri girdik Halil "Lan ben seneye bi daha oss ye gircem " dedi. Neyse fakülteyi aradık aradık bulamadık. Ne tabela var ne birşey. Sonra çalıların arasından paslı bir tabela gorduk mühendislik fakültesi diye. Gömü bulmuş kadar sevindik.
N/A
|
|
Yazar |
|
mehmet
Antalya
Kayıt: 29.01.2006 |
|
ben 2002 de geldiğimde mühendislik faultesini bulamadım. ondan sonra bi 2 ay gelmedim okula 2 ay sonunda öğrendim. müh. kantininde birine bizim bölümü sordum. artık tahmin edin ordan nasıl tarif edilir. kime sorduysam bulamadım döndüm geldim bayaa bi gitmedim yine. sonrada bööle oldu işte millet bitirdi daha biz sürünüyoz..
Soldier of Fortune
|
|
Yazar |
|
ender
iskenderun
Kayıt: 14.01.2006 |
|
Kampüse ilk girdiğimde uzaktan pembe binaları gördüm..biraz yeni görünüodu..inş. bizim fakültedir de(dim)mez olaydım..içeri daldıktan sonra alt tercihlerim olan tıplara yatay geçiş yapabilirmiyim acaba diye bile düşündüm..o kadar korktum yani..2 hafta boyunca dersler biterken buldum sınıfımıdiplomadan çok ordan ayrıldığım için mutluyum..
|
|
Yazar |
|
omerozdemir
istanbul
Kayıt: 09.01.2006 |
|
Bugün çıkış almaya gittim ben de ve çıkışta yeni kayıt olmaya gelenleri görünce bi garip oldum ben de..
2001'de ilk kayda geldiğimde, bizim fakülteyi sordum. Adamların menzanın arka tarafından işaret ettiği binanın üst katlarındaki uçuk duvarları görünce bayağı bi şaşırmıştım, nereye geldim ben diye.. Resmen şantiyeydi okul.. Bölümü ararken bayağı küfür saymışızdır biz de birilerine.. Ama sonra farkettim ki; sürekli şikayet etmek motivasyonumu ciddi şekilde bozuyor.. Ne deprem kalıntıları, ne bitmek bilmeyen labirent kaybolmaları, ne de öğrenci işlerinde çekilen işkenceler... o kadar da önemli değilmiş, aksine hepsi bissürü hikaye katmış geçmişe(Çoğu kabus gibi olsa da) Anladım ki okul, içindeki insanlara göre değerleniyormuş ve ona göre yaşanılası oluyomuş. Örneğin, 2-3 saat öğrenci işleriyle papaz olduktan sonra günün geri kalanına normal devam etmek zordur. Ama öğrenci işlerinden hemen sonra Hasan babayla Nusret hocanın dersine girerseniz çıkışta eskiden daha bomba şekilde çıkarsınız dersten İspatı mevcuttur arşivlerde...
Boş ve sakat işler için şikayet etmek mi? yoksa onları biraz daha eğlenceli hale getirmek mi?
PS - Hafiften iş bakmaya başladım.. Tekliflere açığım (iyi bağladım sonunu)
www.mavimisket.org
|
|
Yazar |
|
history
Er Diyari
Kayıt: 04.08.2006 |
|
omerozdemir yazdi | Bugün çıkış almaya gittim ben de ve çıkışta yeni kayıt olmaya gelenleri görünce bi garip oldum ben de..
2001'de ilk kayda geldiğimde, bizim fakülteyi sordum. Adamların menzanın arka tarafından işaret ettiği binanın üst katlarındaki uçuk duvarları görünce bayağı bi şaşırmıştım, nereye geldim ben diye.. Resmen şantiyeydi okul.. Bölümü ararken bayağı küfür saymışızdır biz de birilerine.. Ama sonra farkettim ki; sürekli şikayet etmek motivasyonumu ciddi şekilde bozuyor.. Ne deprem kalıntıları, ne bitmek bilmeyen labirent kaybolmaları, ne de öğrenci işlerinde çekilen işkenceler... o kadar da önemli değilmiş, aksine hepsi bissürü hikaye katmış geçmişe(Çoğu kabus gibi olsa da) Anladım ki okul, içindeki insanlara göre değerleniyormuş ve ona göre yaşanılası oluyomuş. Örneğin, 2-3 saat öğrenci işleriyle papaz olduktan sonra günün geri kalanına normal devam etmek zordur. Ama öğrenci işlerinden hemen sonra Hasan babayla Nusret hocanın dersine girerseniz çıkışta eskiden daha bomba şekilde çıkarsınız dersten İspatı mevcuttur arşivlerde...
Boş ve sakat işler için şikayet etmek mi? yoksa onları biraz daha eğlenceli hale getirmek mi?
PS - Hafiften iş bakmaya başladım.. Tekliflere açığım (iyi bağladım sonunu)
|
Benim Avcılarla hiç işim olmasa da, yazılanların hepsini okudum ama bunu alkışlamak geldi içimden. Sanırım "okul" kelimesinin manasını bir tek omer arkadasım anlamış. Er ya da gec herkes birgun anlayacak...
I.U. Tarih Bolumu 3. S?n?f
|
|
Yazar |
|
timur
İstanbul
Kayıt: 19.01.2006 |
|
Ben hala çözemedim okul kelimesinin anlamını. Benim üniversite deyince aklıma beyaz önlüklü adamlar gelirdi hep, bilimsel çalışmalar yapan, insanlara birşeyler öğretmeye çalışan insanlar. Ve sonra neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir ay sonra tüm hayaller yerlerde sürünüyor.
Hayat varsa umut vard?r...
www.timureroglu.com
|
|
Yazar |
|
denox
Kayıt: 11.01.2006 |
|
timur yazdi | Ben hala çözemedim okul kelimesinin anlamını. Benim üniversite deyince aklıma beyaz önlüklü adamlar gelirdi hep, bilimsel çalışmalar yapan, insanlara birşeyler öğretmeye çalışan insanlar. Ve sonra neler olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir ay sonra tüm hayaller yerlerde sürünüyor. |
abi sen yanlış yere gelmişsin.bak şimdi tarif edeyim.mühendisliğe kadar olan kısmı biliyon nasılsa sonra dekanlığın 2 kat üstü..hah tam orası işte..beyaz önlüklü bilim(!) adamlarının katı. yani kimya müh(!). hani okuyamadın(!) belki orda ama git bi bak.. içinde kalmasın
bizden daha iyi durumda değiller yani beyaz önlük açısından dedim yani
|
|
Yazar |
|
miracc
Houston, TX
Kayıt: 07.01.2006 |
|
Bu konuyu ayrı bir başlıkta yazmayı planlıyordum ama uygun başlık açılmışken burada yazayım.
Ben de yeni kayıt yaptırdım master için bir okula ve 5 yıl önce istanbul uni.ye yaptırdığım kaydı ve 5 yıl süren lisans öğrenimimi burası ile kıyaslıyorum. Gerçi bu sadece İ.Ü. ile sınırlı değil genel olarak konusabiliriz.
Ben burdaki kayıt adımlarını ve ders işleniş biçiminden bahsedeyim karşılaştırmayı siz yapın.
Okula kabul edildiğime dair ilk mektubu aldığımda Akademik Danışmanımın ve Uluslararsı Danışmanımın isimleri ve iletişim bilgileri yazıyordu. Daha başvuru aşamasında onlarca üniversiteyle yazıştım onlarca email gönderdim ve istisnasız hiçbiri cevapsız kalmadı. 1-2 hafta sürsede mutlaka aradığım cevabı veya cevabı bulabileceğim kaynağı gonderdiler.
Dersler başlamadan önce bir oryantaston programı oldu ve öğrenci işleri çalışanlarıyla tanıştık. İşlerin nasıl yürüdüğünü öğrendik. Öğrenci işleri şefi ısrarla emin olmadığınız bir konu olursa tahmin yapmaktan kaçının mutlaka ofisimize ugrayın bizlere danışın diye öğrencilere telkinde bulundu.
Ve öğrenci işleri ofisine gittiğiniz zaman orada çalışan sizin gibi öğrenciler tarafından karşılanıyorsunuz. Sizinle ilgilenilmediği veya başından savar şekilde muamele gördüğünüz zaman bölüm şefine gidip şikayette bulunuyorsunuz ve 1-2 şikayet sonra öğrenci işini kaybediyor. Böyle bir ortamda öğrenciye en iyi şekilde hizmet veriliyor.
Ders seçimini yapıp ilk derslere girdiğimde herbir hoca kendi websitesinde tum bilgiler olmasına rağmen herbir öğrenci için bir dönemin hafta hafta ne işleneceğinin, projelerin, ödevlerin, kaynakların yazılı olduğu mini bir kitapçık dağıttı ilk haftadan. Hocaların herbirinin web sitesi var ve o dönem verdiği derslerle alakalı slaytlardan tutun da ebooklara kadar herşey mevcut. Üniversite her öğrenciye hosting hizmeti sağlıyor. Bunun dışında gerekli dersler için bir dönemlik hosting hesapları oluşturuluyor. Projeler buralarda denenip sunumu yapılıyor. Henüz okulun 3. haftası olmasına ragmen bir sunum yaptık ve 2 proje için grup belirledik ve haftalık toplantı günleri falan ayarladık.
Dersler çok hızlı başladı yani. Dersler 2 saat 50 dakika sürüyor. Arada 15 dk mola var. Hic bir hoca da bugun konumuz az erken çıkalım demiyor dakikası dakikasına işliyor dersi.
Hocaların derslerde en fazla üstünde durduğu konu "academic honesty". yani ödev, proje, sunum hazırlarken kesinlikle bir arkadaşından veya önceki dönemlerden veya parayla dışardan birine yaptırıldığı tespit edilirse o dersten F alıyorsunuz ve academic honesty policy uygulanıyor. Bunu lisansta defalarca yapan biri olarak şimdi oturup paşa paşa araştırmamı yapıp gerekeni öğrenip projeleri gerçeklemeye çalışıyoruz.
Kampuste çok çeşitli yerlerde öğrenciler çalışıyor. En baba pozisyon Teaching Assistantship (TA).
Bir dersin TA i olursanız hocaya dersin işlenişinde sınav kağıtlarının okunmasında ve/ya öğrencilerin dersle alakalı sorunlarının çözümünde yardımcı oluyorsunuz. Bu pozisyonu aldığınızda okul ücreti yarıya düşüyor ve bir de maaş alıyorsunuz. Bir nevi okul beleşe geliyor. Ben de Fizik bölümünde bu pozisyonu aldım ve Lab.Asistanlığı yapıyorum.
Daha fazla uzatmak istemiyorum ama beni en fazla düşündüren yurtdışında okumuş bu ortamları görmüş hocalarımızın bu ortamı Türkiye deki üniversitelere taşıyamaması. Bizim bölüm için konuşuyorum en azından. Bu ortamı görüp de bunun tam tersi uygulamalar yapmaları.
Keşke imkanım olsaydı da i.ü. müh.fak. öğrenci işleri çalışanlarını şöyle bir haftalığına buraya getirip buradaki çalışma yöntemlerini , öğrenciyle nasıl muhattap olunması gerektiğini görmelerini sağlayabilseydim.
Yeni öğrencilere başarılar diliyorum. Allah kolaylık versin.
Edit:
Yukarda bahsettiğim hocaların verdiği derslere ait sitelere birkaç örnek
http://sce.uhcl.edu/yang/teaching/csci5234WebSecurityFall2006/
http://oodb.cl.uh.edu/courses/2006fa5633-2/
http://sce.uhcl.edu/boetticher/CSCI5931%20Data%20Mining.html
blog.miracc.com
|
|
Yazar |
|
kellad
istanbul
Kayıt: 21.01.2006 |
|
Allah'ım İÜ'nün de böyle bir okul olmasını nasip et. Yurt dışı ile hoca değişimi programı olsa da keşke Sabri Arık Hoca ile Nusret Sarısakal Hocamızı yurt dışına göndersek onlar da kendi en kaliteli 2 hocalarını seçip bize gönderseler 1 yıllığına.
Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
|
|
Yazar |
|
orhan
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005 |
|
Bugün okula kpds formunu onaylatmaya gittim. Sadece spor salonun o taraftaki yurtların oradan okula girilebiliyordu . Neyse içeri girmeye niyetlendim. Kapıdaki arkadaşlar kimlik sorudular gösterdim. Yetmedi "niye geldin" dediler. Onlara laf anlatmaya çalıştım. İÜ öğrencisi olmam yetmemiş anlaşılan bir de nüfus cüzdanına el koydular.
Niyetlendim ordan taa muhendislik fakültesine yürümeye. Sanki başbakan gelecek her taraf kimlik soran tiplerle dolmuş. Neyse bu güvenlik çemberini yararak işletmenin önüne kadar geldim. Tam o sırada biri arkadan bağırdı "hoop hemşerim" diye. Dedim ne oluyor şöyle bir döndüm. Bir güvenlikçi daha. Yalnız bu biraz daha "kevin costner"nırımsı. Bodyguard filminde ha oynadı ha oynayacak, o havada biri. O da sağolsun kimlik filan sordu.
Aramızda şöyle bir diyalog geçti.
Kevin Costner: Kaç yıllık öğrencisin?
Ben: 5 yıl.
Kevin Costner: Hadi ya ! Ben niye seni hiç görmedim.
Ben: Bende seni görmedim. İkimizden biri yanlış yerde sanırım.
Ona da anlattım KKPDS form olaylarını.
Neyse bu kişiyi de geride bıraktıktan sonra muhendislik fakültesine kadar geldim. Öğrenci işlerinde Demirhan abiye formu vericem. Dedim bir hal hatır soralım. Onca yıllık öğrenci belgesi almışlığımız var kendisinden. Nasılsın abi dedim. "öğleden sonra 3 te alırsın" dedi. Afalladım tabi. Otomatiğe bağlamış sanırım kendisi. Demirhan abiye formu verdim öğleden sonra alırsın filan dedi. Demirhan abiyi bugun kpds başvurusunun son günü olduğuna ikna ettim. O sırada yeni bir iki çöm arkadaşa ve velilerine oğrenci belgelerini oğleden sonra 3 te alırsın dediğine şahit oldum. Geri dönerken yine yurda doğru yol aldım kimliğimi alıp küfrederek durağa gittim.
Benim içi İÜ de sıradan bir gündü işte.
N/A
|
|
|
|
-
Del.icio.us
-
Digg
-
Facebook
-
Furl
-
Google
-
Blink
-
Simpy
-
Spurl
-
Y! MyWeb
|
|
| | | | | | | | | | |