Konuyu görüntüle
IUCODERS FORUM > Genel > Edebiyat > Yang?n olur biz yang?na gidemeyiz!
Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
15.02.2007-14:17 #16937
Üstün Dökmen'in çok satanlar listesinde yer almayı sürdüren kitabı Küçük Şeyler 2'den sunacağımız bu ilginç metnin, bugünlerde nedense okurların en çok üzerinde durduğu bölüm oluyor:

TULUMBACI SENDROMU

İnsanlar bazen belirledikleri bir hedefe doğru ilerlerken, birden bire bu ana hedefle hiç ilişkisi olmayan yeni bir hedefe yönelirler. Planlı yapılmayan bu hedef saptırma davranışına, eski İstanbul'un tulumbacılarından esinlenerek " Tulumbacı Sendromu" adını vermek istiyorum. Hedef saptırma ile tulumbacıların ne ilişkisi var?

Tulumbacılar, sırtlarında tulumbaları, koşarak yangın söndürmeye giderlerdi. Ana amaçları yangın söndürmekti. Bazen bir ekip aynı yönde giden bir başka ekiple karşılaşırdı. Nezaket kuralları gereği arkadan gelen ekibin adımlarını yavaşlatıp öndeki ekibi geçmemesi gerekirdi. Ancak bazı ekipler öndekileri sollamaya çalışırlardı. Sollamak o zamanlar da tehlikeli bir olaydı ve o anda kıyamet kopardı.

Sollanan tulumbacı ekibi sandıkları yere koyup kuşaklarından saldırmalarını (bir tür bıçak) çekerlerdi. Tabii sollayan ekip de. Yol üzerinde ciddi bir kavga başlayabilir, tulumbacıların kanlar içinde yerlere serildikleri olurdu. Bu onur savaşından galip çıkan taraflar, yenilen tarafın tulumbasını kapıp mahallelerine geri dönerlerdi. Ganimet sayılabilecek bu tulumbalar, mahallenin güvenli yeri olan hamamda saklanırdı. Sandık kaptırmak yüz kızartıcı, kapmak ise onur verici bir olaydı. Çok iyi de, bu arada yangın ne oldu?

Evet, yangın ne oldu? Yangın unutuldu. Ana amaçları yangın söndürmek olan tulumbacılar, yol üzerinde aniden ortaya çıkıveren bir ikinci amacın peşine takılıp ana amacı unuttular. İşte bu davranışa, "Tulumbacu davranışı" veya " Tulumbacı Sendromu" adını vermek istedim. Tulumbacıların davranışlarına benzer davranışları, sanırım bizler de günlük yaşamımızda zaman zaman sergiliyoruz. Bütün bu davranışlara " Tulumbacı Sendromu" adını verebiliriz.

Tulumbacı Sendromu, kafalarındaki belirli hedefler için yola çıkan kişilerin, önlerine aniden çıkan yeni hedeflerden ötürü, tali yollara saparak ana hedeften uzaklaşmalarına denilir.

(Tulumbacılarla ilgili olarak Reşat Ekrem Koçu'nun "İstanbul Tulumbacıları" adlı kitabına bakılabilir.)

Kaynak:Haber7.com





Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
15.02.2007-14:19 #16938
Bence günümüzde de bu sendromdan çok çekiyoruz. Her alanda. Aklınıza gelen örnekleri paylaşırsanız sevinirim.





Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Yazar
thongkum


avatar
MARDIN
Kayıt: 24.11.2006
15.02.2007-14:35 #16939
bunun en buyuk ornegı bızler yanı ogrencıler degıl mıyız..???
ana hedef unıversıtede ıı bır egıtım almak ve ıı bır meslek (bolume gore degısır artık) sahıbı olmak...ama sınıfı gecmemız ıcın karsımıza cıkan sınavlara o kadar gomuluruz kı bızı sadece sınavdan gecırecek bılgı bıze yetmeye baslıyor bazen...thinkingthinkingthinking
roseroserose





....








Yazar
clairvoyant


avatar
Antalya
Kayıt: 05.05.2006
15.02.2007-14:52 #16940
Aslında bu konuyu sadece kötü yola sapma olaylarıyla kısıtlamamak gerekir. Örneğin bir gün çok istediğimiz bir iş üzerinde hüsrana uğradıktan sonra, benden bir baltaya sap olmaz dediğimiz olur. Önümüze gelen küçük fırsatları önemsemeyiz ama istemeyerek de olsa değerlendirdiğimiz bir fırsat bize yeni kapılar açabilir. Ve gün geçtikçe hedefimiz çok değişik noktalara varabilir. Kendi yeteneklerimizi keşfettikçe yeni amaçlarımız olur.

Ya da gırgırına başlattığımız bir iş gün gelir hayatımızın fırsatına da dönüşebilir.

Fakat şu üniversite mevzusunda hakikaten acayip bir durumdayız. Asıl amacımız mühendis olmakken, saçma sapan dersler ile boğuluyoruz ve kimimizin amacı ders geçmek, kimimizin amacı dersi yüksek notla geçmek oluyor. Kendimiz için ekstra şeyler ya da hobilerimiz ile uğraşamıyoruz. Uğraşırsak zaten transkriptte en az 2 tane F görmek muhtemel. Elimize diploma geçince sap gibi ortada kalmazsak iyidir.

Dünyaya geliş amacımızın mutlu olmak olduğunu düşünüyorum. Ama nedense standart bir hayatta mutlu olmak için değil günü kurtarmak için mücadele ediyor insanlar. Tek mutluluğu bugünü kurtarmak olarak görüyorlar. Biz aslında yarını kurtarmak için buralarda okuyoruz. Ama yarın gelince büyük ihtimal biz de günü kurtarmak için yaşayacağız. Belki de mutlu olmadan.





Let`s make this world a better place to live !

Yazar
thongkum


avatar
MARDIN
Kayıt: 24.11.2006
15.02.2007-15:45 #16943
clairvoyant yazdi
 
Aslında bu konuyu sadece kötü yola sapma olaylarıyla kısıtlamamak gerekir. Örneğin bir gün çok istediğimiz bir iş üzerinde hüsrana uğradıktan sonra, benden bir baltaya sap olmaz dediğimiz olur. Önümüze gelen küçük fırsatları önemsemeyiz ama istemeyerek de olsa değerlendirdiğimiz bir fırsat bize yeni kapılar açabilir. Ve gün geçtikçe hedefimiz çok değişik noktalara varabilir. Kendi yeteneklerimizi keşfettikçe yeni amaçlarımız olur.

Ya da gırgırına başlattığımız bir iş gün gelir hayatımızın fırsatına da dönüşebilir.

Fakat şu üniversite mevzusunda hakikaten acayip bir durumdayız. Asıl amacımız mühendis olmakken, saçma sapan dersler ile boğuluyoruz ve kimimizin amacı ders geçmek, kimimizin amacı dersi yüksek notla geçmek oluyor. Kendimiz için ekstra şeyler ya da hobilerimiz ile uğraşamıyoruz. Uğraşırsak zaten transkriptte en az 2 tane F görmek muhtemel. Elimize diploma geçince sap gibi ortada kalmazsak iyidir.

Dünyaya geliş amacımızın mutlu olmak olduğunu düşünüyorum. Ama nedense standart bir hayatta mutlu olmak için değil günü kurtarmak için mücadele ediyor insanlar. Tek mutluluğu bugünü kurtarmak olarak görüyorlar. Biz aslında yarını kurtarmak için buralarda okuyoruz. Ama yarın gelince büyük ihtimal biz de günü kurtarmak için yaşayacağız. Belki de mutlu olmadan.



walla ben bu cumlelerı sadece ve sadce alkıslarım...applauseapplauseapplause
roseroserose





....








Yazar
sevecen


avatar
adana istanbul
Kayıt: 08.02.2006
15.02.2007-16:28 #16944
"Dünyaya geliş amacımızın mutlu olmak olduğunu düşünüyorum. Ama nedense standart bir hayatta mutlu olmak için değil günü kurtarmak için mücadele ediyor insanlar. Tek mutluluğu bugünü kurtarmak olarak görüyorlar. Biz aslında yarını kurtarmak için buralarda okuyoruz. Ama yarın gelince büyük ihtimal biz de günü kurtarmak için yaşayacağız. Belki de mutlu olmadan."

çok sevdim bu cümleleri. ama hepsini alkışlıyorum ben de.rose





bize ruyalarimizin degil uyanikligimizin tabiri gerek (Alinti)





Yazar
kellad


avatar
istanbul
Kayıt: 21.01.2006
16.02.2007-02:16 #16974
Gerçekten çok iyi yazmışsın. Hislerimize tercüman olmuşsun kardeşim. Mesela ben de hobilerim ve fobilerim yüzünden okulu 6. seneye uzatmış durumdayım. Fobi dediklerim bazı dersler. Ama yine de sınavları atlattım ya, mutluyum. Ben de bazen "Amaç iyibir hayatsa neden bugünü faydasız yere kendi kendine zehir ediyorsun?" diyorum.





Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
Del.icio.us
Digg
Facebook
Furl
Google
Blink
Simpy
Spurl
Y! MyWeb