Konuyu görüntüle
IUCODERS FORUM > Genel > Gündem > "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir"
Yazar
karatas21


avatar
kulübeden
Kayıt: 04.06.2006
17.04.2007-14:35 #20224
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, ''Sevgili kardeşlerim,sevgili vatandaşlarım, buradan 70 milyona sesleniyorum; başımızı iki elimizin arasına alarak düşünmek ve konuşmak durumundayız. Bu iş ideolojilerle çözülmüyor, çözülmez. Demokrasiye inanıyor muyuz, laik Cumhuriyete inanıyor muyuz, sosyal devlete inanıyor muyuz, hukuk devletine inanıyor muyuz? O zaman, bunun yeri sandıktır'' dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmaya, Aksaray'da trafik kazasında hayatını kaybeden çocukların ailelerine ve öğretmenlerine başsağlığı dileyerek başladı. ''Millet olarak yüreklerimiz yanmıştır. Acımız büyüktür'' diyen Erdoğan, tüm Türkiye'ye de başsağlığı diledi.
Duble yol projelerinin ne kadar önemli olduğuna işaret eden Erdoğan, bu projeyi sonuna kadar devam ettireceklerini bildirdi.
Erdoğan, eski cumhurbaşkanlarından Turgut Özal'ın ölüm yıldönümü olduğunu hatırlatarak, ''Türkiye'nin dünyaya açılımına bir öncü olarak önemli katkıları bulunan, ülkemizi adeta sıçratan Turgut Özal'a Allah'tan rahmet diliyor, hatırasını saygıyla, hürmetle yad ediyorum'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, yoğun bakımda bulunan TBMM Başkanvekili Ali Dinçer'e acil şifa dileklerini ileterek, ''CHP'ye, grubumuz adına geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum'' dedi.

-''MANİDAR TOPLANTI''-
Erdoğan, bugünün tarihinin 17 Nisan 2007 olduğunu hatırlattı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi tarihinin en manidar toplantılarından birisini daha
yaptıklarını ifade etti. TBMM'nin, millet iradesinin tecelligahı olarak, Cumhuriyeti kuran ve yaşatan asil iradenin kalbi olduğunu vurgulayan Erdoğan,
şunları söyledi:
''Buradaki her söz, her karar, Türkiye'nin ruhuna, çıkarlarına, Türk milletinin iradesine, taleplerine ve özlemlerine uygun olmalıdır. Bugüne kadar
grup toplantılarımızın hepsinde, bütün vurgularımızın özeti Türkiye olmuştur. Hangi ülke meselesini ele alırsak alalım, bu kürsülerde her zaman, 'her şey Türkiye için' şiarımıza uygun mesajlar verdik. Türkiye'nin bütünlüğünü her şeyin üzerinde tuttuk ve her şeyden çok önemsedik. İstişarelerimizi, icraatlarımızı, yaptığımız hukuki reformları, milletimizin ali menfaatlerini esas alarak gerçekleştirdik. Milletimizi, Cumhuriyetimi, ülkemizi hukuk devletimizi birlikte güçlendirdik. Bu birliktelik sayesinde Türkiye'nin haysiyetine sadakatle sahip çıktık ve ülkemizin, halkımızın itibarını şerefle yücelttik, yüceltmeye devam ediyoruz.
Varlığımızı, her zaman milletimize hizmetle anlamlandırdık. Milletimizle birlikte yürüttük. İkbal arzusuyla değil, ihtiraslarla değil, aklı selimle, aşkla
heyecanla, sabırla, metanetle, vakarla Türkiye'nin iradesini temsil ettik. Yola çıkarken milletimize söz verdiğimiz gibi, bu büyük ülkenin hem aklı hem vicdanı olmaya çalıştık. Şimdi, 70 milyon insanımızın selameti için Cumhuriyetimizin, demokrasimizin bekası için vereceğimiz kararı da aynı inançla vereceğiz.''

-CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ-
Milli irade adına Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanını seçeceklerini kaydeden Erdoğan, ''Krizlerin değil, istikrarla büyümenin, kalkınmanın, refahın, huzurun, adaletin sürdürülebilir olmasını sağlamak üzere 11. Cumhurbaşkanımızı seçeceğiz'' diye konuştu.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye'nin yakaladığı bu atmosfer, vehimlerle, niyet okumalarla gölgelenemeyecek kadar istikrar ve güven zeminine oturmuştur. Kim ne derse
desin... Ülkemiz, bugüne kadarki kazanımlarıyla, içerde ve dışarda harekete geçirdiği büyük imkanlarla, ekonomik istikrar içindeki büyümesiyle,
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koyduğu muasır medeniyet hedefine en yakın noktada bulunuyor. Bunun da altını çiziyorum. Kimse bunu gölgeleme gayreti içine girmesin. Bunu gölgeleme gayreti içine girenler, gölge altında kalırlar bunu bilsinler.

Cumhuriyetimizin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olma noktasındaki düzenimizin güvence altında olduğunu, 70 milyon insanımız yürekten hissediyor ve bunu biliyor. İktidarımız döneminde Türkiye gücüne güç katmış. Cumhuriyetin 100. kuruluş yıldönümüne şimdiden büyük bir gurur içinde milletçe ulaşırken, yaklaşırken, bunu gölgelemek, insafla bağdaşmaz. Muasır medeniyet hedefinin, içe kapanmanın tam zıddı olduğunu Türkiye, dış politikadan ekonomik açılımlara kadar her zamankinden daha çok idrak etmiştir.''

-''REJİM TEHLİKEDE Mİ?''-
Erdoğan, Türkiye'den yabancı ülkelere başbakan ve cumhurbaşkanı düzeyinde 22 yılda 335 resmi ziyaret; 2003-2006 yılları arasında ise 153 ziyaret yapıldığını söyledi. Bu ziyaretlerin Türkiye'nin ufkunu açtığını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
''1980-2002 yılları arasında ülkemize başbakan ve cumhurbaşkanı düzeyinde 3003 ziyaret yapılmıştır. Buna karşılık 2003-2006 yılları arasında devlet ve hükümet başkanı olarak ülkemize yapılan ziyaret sayısı 130'dur. İşte budur, muasır medeniyet düzeyini yakalamak. İşte budur, Türkiye'nin iddiasına sahip çıkmak.
79 yılda Gayri Safi Milli Hasıla 181 milyar dolara ulaşmışken, biz 4 yılda bunun üzerine 219 milyar dolar koymuşuz. Ne olmuş rakam; 400 milyar dolar olmuş. 79 senede 181, 4 senede 219 milyar dolar... Allah aşkına soruyorum; rejimin tehlikede olduğu bir ülkeye, rejimin sıkıntılı olduğu bir ülkeye küresel sermaye gelir de girer mi? Ekonomik güç, böyle bir yükselme performansı ortaya koyabilir mi? Öyle bir noktadayız ki 4 sene öncesine kadar doğrudan yatırım son 10 yılda ortalama yılda 1 milyar dolar. İnsaf 1 milyar dolar... Geçen yıl geldiğimiz rakama bakıyorum, 20 milyar dolar.... Şimdi ise 3 ayda geldiğimiz nokta, 10 milyar dolar. Buyurun 3 ayda... İstikrar olmasa, güven olmasa, rejim tehlikede olsa bu ülkeye, bu gelir mi?

Sevgili kardeşlerim, sevgili vatandaşlarım, buradan 70 milyona sesleniyorum; başımızı iki elimizin arasına alarak düşünmek ve konuşmak durumundayız. Bu iş ideolojilerle çözülmüyor, çözülmez. Ve bunun bedellerini bu ülke ağır ödedi. Bu oyunu tekrar tezgahlamak isteyenler şunu bilsinler ki bu ülke, bu millet artık bu oyuna gelen değil, bu oyunu bozan olacak.

Demokrasiye inanıyor muyuz, laik Cumhuriyete inanıyor muyuz, sosyal devlete inanıyor muyuz, hukuk devletine inanıyor muyuz? O zaman, bunun yeri sandıktır, sandıktır...''

''TÜM DEMOKRATİK EYLEMLERE SAYGILIYIZ. RAHATIZ. BU RAHATLIĞIMIZI DA HERKES GÖRÜYOR. BU NOKTADA BİR SIKINTIMIZ DA SÖZKONUSU DEĞİL''

Partisinin TBMM Grup toplantısında konuşan Erdoğan, gündemdeki konulara değindi. Bazılarının 3 yıldan beri ''erken seçim'' dediğini belirten Erdoğan, ''Bu boyacı küpü değil. Biz devlet yönetiyoruz, bakkal dükkanı değil. Zaten Cumhuriyet tarihinde çok partili döneme baktığımız zaman 16 ayda bir hükümet
değiştiği için bu ülkede istikrar ve güven olmadı. İlk kez 5 yıl ülkesini yöneten bir siyasi parti var. Bu da AK Parti'dir'' diye konuştu.

-''BİLİYORLAR Kİ KENDİLERİNDEN BİRŞEY OLMAZ''-
Erken seçim isteyenlere, ''(Bir an önce hesaplaşalım) Aceleniz ne? AK Parti daha çok yıpransın. O zaman iktidar olma şansınız da artar. Buna biraz da böyle bakalım. Biliyorlar ki kendilerinden bir şey olmaz'' diyen Erdoğan, ülkenin her geçen gün daha da güçlendiğini söyledi.

Türkiye'de gelinen durumun rakamlarla ortada olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, bütçe açığının yüzde 14'ten yüzde 1'e, kamu borç yükünün yüzde 78'den yüzde 45'in altına, ihracatın 79 yılda 36 milyar dolar iken üzerine 54 milyar dolar koyarak 90 milyar dolara ulaştırdıklarını kaydetti. Erdoğan, ''Bunlar durup dururken olmuyor; heyecanla, sevdayla, çalışarak oluyor. Yoksa buralara gelemezsiniz. Bunu görmek için göz gerekir göz...Bazılarının gözü var ama görmüyor, dili var ama gerçeği, hakikati konuşamıyor. Kulakları var ama duymuyor. Sıkıntı burada...'' dedi.

Devletin borçlanma faizi olan nominal faizin yüzde 62.7'den yüzde 19'a düştüğünü anımsatan Erdoğan, ''Bakın bu yıl da piyasalar patladı. Dün 46 bin 600'lere çıktı. Biz bunu 10 binden aldık. Bunu biz konuşmuyoruz, piyasalar söylüyor. Burada göz boyamıyoruz biz. Hakikat, piyasa gerçeği bu...Hergün televizyonlar bunları cayır cayır geçiyor. İşte sandıklar bunu bas bas bağıracak'' diye konuştu.

-''AMAN YARABBİM MİLYONLAR FALAN...''-
Başbakan Erdoğan, 14 Nisan Cumartesi günü Ankara'da yapılan Cumhuriyet Mitingine de değinerek, şunları söyledi:

''Kim yaptı? Toplandılar, bir araya geldiler. Hayırlı olsun. Tamam bir demokratik hakkı kullandınız. Gazetelerde farklı farklı rakamlar. Aman yarabbim
milyonlar filan...Milyon da çok basite indi. Aynen bizim 6 sıfır attığımız banknottaki milyonlar gibi...Ne kadar uçuk..Herhalde bunlar bir alanının
yüzölçümünden bihaber...Biz bu işin kompetanıyız. Ömrümüz bu işlerle geçti, ölçüp biçmekle geçti. Başka sermayemiz yok. Karadeniz Sahil yolu açılışına gelip bunu fotoğraflayıp koymuş olsaydılar, neyin ne olduğunu gayet iyi görürlerdi. 81 vilayetten bindirilmiş kıtalarla değil, tamamen o bölgenin insanlarının sevdasını aşkını ortaya koyduğu bir yürüyüştü o...İşte, gerçekleri ne kadar gizlerseniz gizleyin, ama siz Samsunlu, Ordulu, Giresunlu, Rizeli, Artvinli vatandaşıma bunu anlatamazsın,. Niye, çünkü yaşadı o görüyor. İlçesinden iline kadar bizzat gördü.''

-''ONU DA YANLIŞ ANLARLAR...''-
Dinleciyi locasından ''Ordu burada'' lafının atılması üzerine Erdoğan, ''Şimdi onu da yanlış anlarlar ha...'' karşılığını verdi.
Başbakan Erdoğan, çok farklı şeyler söylendiğini ancak milletin bunu yutmadığını ve yutmayacağını ifade ederek, ''Çünkü bindirilmiş kıtalar
farklıdır. Oranın bu işe inanmış, gönlünü koymuş insanlarıyla bu işi yapmak başkadır. Çünkü demokrasi bir gönül işidir. O gönlünü koymak, yüreğinin sesini duyabilme çok farklıdır'' dedi.
Tüm demokratik eylemlere saygılı olduklarını ve rahat olduklarını belirten Erdoğan, ''Bu rahatlığımızı da herkes görüyor. Bu noktada bir sıkıntımız da sözkonusu değil. Biz ülkemizin 2013 yılında yakalayacağı hedefi şu anda düşünüyoruz. Nedir o? Kişi başına milli gelirin 10 bin dolara çıktığı bir
Türkiye...Hedefimiz bu..'' diye konuştu.
Kişilere değil, ilkelere bağlı bir parti olduklarını kaydeden Erdoğan, AK Parti'nin bu özelliğe sahip olduğunu vurguladı.

Erdoğan, ''Biz, kişileri tabulaştırarak yola çıkmadık. Bizim farkımız bu...Biz ilkeleri benimseyerek yola çıktık. Farkımız bu bizim. Biz bu ülkede
halka hizmetin ne anlama geldiğini çok iyi bilen bir partiyiz. Farkımız bu...'' dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, gündemdeki konulara değindi. Almanya gezisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Türk vatandaşlarıyla yaptığı toplantıya yönelik şunları söyledi:
''Oradaki bir dernek, bütün diğer derneklere broşür göndererek, aynen buradaki görüntünün bir başkasını güya sağlayabilmek için 'Başbakanın katılacağı bu toplantıya katılmayın' diyor. Düşünebiliyor musunuz? Buradan belli çevrelerin de desteklediği malum bir dernek... Kim için yapıyor bunu? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının orada vatandaşlarıyla katılacağı bir toplantı için yapıyor. Peki ne oldu? Oradaki o 5 bin kişilik kapalı salonu geldi o insanlar tıklım tıklım doldurdu. Ee, şimdi bu nedir bu? Sen kendin gelmeyebilirsin. Gelme, o ayrı mesele, ama kalkıp da Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının oraya gelmesine yönelik olarak birçok çirkinliklerin içinde yer aldığı metinlerle birlikte, kalkıp da oraya halkımızın gelmesini engellemeye yönelik böyle bir kampanyayı yapmanız nasıl izah edilebilir? Bu kadar hakaretlerle... Benim şahsıma hakaret edebilirsin, saygı da duymayabilirsin. Ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına saygı duymak zorundasın. Bunun aksini yapamazsın.

Şahsımı Çankaya'da görmek istemeyebilirsin, bu senin hakkındır. Her türlü şeyi söyleyebilirsin, bu da hakkındır. Zaten oraya çıkacak olanı sen
belirlemeyeceksin
. Ya? Vekaleti almış olan Parlamento belirleyecek. Bunu da 10 kez nasıl belirlediyse, 11. kez yine aynı şekilde belirleyecek. Niye rahatsız oluyorsun? Değişik bir uygulama yok. Peki bu rahatsızlığınız niye? Şimdi çırpındıkça batıyorlar arkadaşlar. Daha da batacaklar.''

-''TEK SESLİ TÜRKİYE'DEN YANA OLMADIK''-
Demokrasinin; hazmedenlerin sistemi, laikliğin; tüm inanç gruplarına aynı mesafede olanların sistemi olduğunu belirten Erdoğan, sosyal devletin; halkının derdiyle dertlenenlerin devleti, hukuk devletinin ise hak ve hukuka saygısı olanların devleti olduğunu söyledi.

Erdoğan, ''Kendi imtiyaz taleplerini siyasal sistemimizle, rejimimizle özdeşleştirenler elbette farklı düşünme, bizim gibi düşünmeme ve düşüncelerini
hatta tepkilerini hukuk ve meşruiyet çerçevesi içinde dile getirme hakkına sahiptirler'' dedi.

Tek sesli bir Türkiye'den yana olmadıklarını ve olmayacaklarını kaydeden Erdoğan, çoğulcu demokrasi anlayışları ve hukuk devletine olan inançlarının, tek sesliliğe asla izin vermeyeceğini vurguladı.

''Bizim kulağımız kendi sesimizle dolu değildir'' diyen Erdoğan, ''Başkalarının doğrularına, itirazlarına, taleplerine kulaklarımızı kapatacağımızı bizden kimse beklemesin. Bize göre demokrasi, tam da 'evet' diyenler ile 'hayır' diyenlerin birlikte yürüttüğü bir siyasal sistemdir.
İktidarımızın büyük reformlarla güçlendirdiği demokratik sistemimiz, ülkemizi bu olgunluğa hamdolsun getirmiştir'' görüşünü ifade etti.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, son 4,5 yılda en büyük kazanımlardan birisinin siyasal istikrar olduğunu söyledi.
Tek sesli Türkiye'den yana olmadıkları için demokratik reformlar yaptıklarını ve özgürlüklerin alanını genişletiklerini belirten Erdoğan,
savundukları tezlere muhalefet eden başka tezlerin olmasını kendi siyasetleri ve ülke için kazanç olarak gördüklerini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, kendilerine göre demokrasinin gelişme düzeyinin sadece iktidar partisine değil, siyasal haritanın bütün unsurlarına bakılarak
anlaşılması gerektiğini bildirdi.

-''MİTİNGİ DEMOKRATİK OLGUNLUK İÇİNDE KARŞILADIK''-
''Buradaki farklı siyasi eğilimler, ülkemin sağlıksız değil, aksine sağlıklı olduğunun göstergesidir'' diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ama bunu anlamayan ve istemeyenler olabilir. Türkiye'nin bu zenginliğini, dışarıya iki Türkiye olarak yansıtmak, farklılıklarımızın altını ayrışma olarak çizmek, tek tip düşünmeyi bir tehdit olarak sunmak, bu ülkeyi tanımamak, Türkiye'yi anlamamaktır. Bunu kesinlikle reddediyorum: İki Türkiye yok, tek bir Türkiye vardır. Demokratik çeşitliliğimize ve farklı fikirlere duyduğumuz saygıya dışarıdan bakarak iki Türkiye resmi çizmek kimsenin ama kimsenin haddine değildir. Bunu da bilsinler.
Cumhurbaşkanlığı tartışmalarıyla birlikte yapılan mitingi de Türkiye'ye yaraşır, demokratik olgunluk içinde karşıladık. Öyle karşılıyoruz. Ama biz bunu böyle karşılarken orada konuşanlar da onların karşısında düşünenleri böyle karşılamaya mecburdurlar. Ha, 'Biz ne dersek' yok? Bizden farklı düşünenlerde olabilir, onu hazmetmeleri lazım. İşte tek Türkiye'nin özelliği bu. Burada demokratik nezaketi çiğneyen maksatlı yanlışları da gösterilen hassasiyetlerden ayrı ele almalıyız. Biz hiç bir zaman apolitik, tek sesli bir toplum özlemi içinde olmadık, olmayacağız. 70 milyon vatandaşımızla ülkemizin, vatanımızın, bayrağımızın, istiklalimizin, cumhuriyetimizin, demokrasimizin, hukuk devletimizin sahibiyiz, biz buradayız. Burada, bu ülkede kimse kimseye misafir muamelesi yapamaz. Hepimiz, bu ülkenin bütün vatandaşları olarak ülkemizde ev sahibiyiz ve hepimiz bir bütünüz. Buna inanmayanlar kendilerini çek etsinler.''

-''TÜRKİYE'YE ZARAR VERİYOR DEMEKTİR''-
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin bugüne kadar ne çektiyse kamplaşmadan, kutuplaşmadan, ayrışmadan ve çatışmadan çektiğini ifade ederek, ''Bugün, kim geçmişin bağnaz, kısır, dar polemiklerini sürdürmek istiyorsa, kim kutuplaşma ve kamplaşmadan medet umuyorsa Türkiye'ye zarar veriyor, Türkiye'nin huzuruna birlik ve beraberliğine gölge düşürüyor demektir'' dedi.

Recep Tayyip Erdoğan, ''Eğer bir yerde tahammülsüzlük varsa, orada demokrasi olmaz. Hoşgörüsüzlük varsa orada huzur olmaz. Kısır çekişmeler varsa orada gelişme, kalkınma, ilerleme olmaz. İşte bu yüzden AK Parti uzlaşmanın, sevginin, birliğin, hoşgörünün siyasi adresi olmuştur'' diye konuştu.
Partisinin ilkesinin tahammülle, uzlaşıyla, hoşgörüyle sevgi ve kardeşlikle yoğrulan demokratik bir duruş sergilemek olduğunu belirten Erdoğan, bu yüzden başından beri temel felsefelerinin, ''Kutuplaştırmayın buluşturun, kamplaştırmayın kaynaştırın, ayrıştırmayın birleştirin, çatıştırmayın
uzlaştırın'' esasları üzerine kurulduğunu söyledi. Erdoğan, ''AK Parti büyük bir sosyal restorasyon hareketidir' derken bunu ifade ettiklerini bildirdi.

-''HEP NİYET OKURLAR VE ONA GÖRE HAREKET EDERLER''-
Erdoğan, şunları kaydetti:
''Ama siz kalkıp da eğer parlamento çatısı altında uzlaşma derken, kalkıp da 'her anlayışta, her fikirde bir yere varılacak derseniz' bu olmaz. O zaman çok partinin bir anlamı var mı? O zaman parlamento çatısı altında, geçmişte olduğu gibi bir tane parti olur... Tek partili dönemi yaşadık. Vali ondan, belediye başkanı ondan, il başkanı ondan, her şey ondan. Bugünleri gördü Türkiye değil mi? Gördü. İşte o zihniyet demokrasiyi kavrayamaz, tahammülsüz bir zihniyet. Bu tahammülsüzlük artık aşılmıştır, dünyada böyle bir şey yok. Sıkıntıları da zaten ondan geliyor. Niye? Milletle barışık değiller. Ayrımcı bir kafa yapısına sahipler, sıkıntı bundan geliyor. Akşam söyledikleriyle sabah söyledikleri birbirini tutmuyor. Düşüncelerinde istikrar yok. Bunlar iyi niyet okuyucu. Hep niyet okurlar ve ona göre hareket ederler.

Ama bizler farklı bir hedefi kendimize tayin ettik ve o istikamette yürüyoruz. Nedir o? AK Parti, devlet kurumları arasındaki ilişkilerin kurulması,
devletle milletin kaynaştırılması, toplumsal gruplar arasındaki yakınlaşmanın sağlanması, milletin tüm farklılıklarıyla bir bütün olarak kardeşlik ruhunu
kazanabilmesi için tarihi bir misyon ortaya koyuyor. Eğer bugün bir gelişme varsa bunun sebebi devletin kurumları arasındaki bu uyumdur. Eğer bir kalkınma varsa bunun sebebi devlet millet kaynaşmasının büyük bir sinerji doğurmasıdır. Eğer bugün demokratik bir olgunluk varsa bunun sebebi toplumsal kesimler arasındaki duvarların yıkılmasıdır, kardeşlik ruhunun geliştirilmiş olmasıdır...''

-''POZİTİF KATKI YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ''-
Başbakan Erdoğan, Türk demokrasisinin gelişmesi, anayasal sistemin kökleşmesi için duyarlı, kapsayıcı bir siyaset izlediklerini söyledi. Bu
gelişmeden, normalleşmeden, duyarlılıktan rahatsız olanlar olabileceğini ifade eden Erdoğan, sorumluluk bilinciyle duyarlılıklarını sürdürmeye, demokratik rejimin gelişmesi için pozitif katkı yapmaya devam edeceklerini bildirdi.
Türkiye'ye 20 milyar dolar küresel sermaye ve 20 milyon turist gelmesinin sebebinin, Türkiye'de rejimin sağlıklı bir yapıya kavuşması, tehdit unsurlarının en aza indirilmesi olduğunu kaydeden Erdoğan, Antalya Havalimanının, 3.2 milyar dolarla 17 yıllığına rekor bir fiyatla Türk-Alman firmasına verildiğini anımsattı.
Başbakan Erdoğan, demokratik rejimin oturmadığı, hukuk sisteminin sağlam bir yapıya kavuşmadığı yere küresel yatırım gelmeyeceğini, huzur ve güvenin olmadığı yere milyonlarca turist gelmeyeceğini bildirdi. Erdoğan, ''Kendine, toplumuna, devletine, sistemine güvensizlik duyanlar halkın heyecanına ortak olamazlar'' diye konuştu.applauseapplauseapplause


good luck





A: "Tell me a search engine other than Google," B: "Google it!!!!"
www.kokfer.com


Yazar
kurannesli


avatar

banlandı
Kayıt: 13.03.2007
17.04.2007-18:32 #20247


http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=79899





..Bizi bizden iyi bilen Rabbimizin selam? üzerinize olsun in?aAllah..
Yazar
nesibe


avatar

Kayıt: 10.02.2006
17.04.2007-22:42 #20311


http://www.gazetem.net/aaltanyazi.asp?yaziid=287

http://www.gazetem.net/aaltanyazi.asp?yaziid=285

http://www.gazetem.net/aaltanyazi.asp?yaziid=283

http://www.gazetem.net/aaltanyazi.asp?yaziid=284





kalpler bir, yetmez mi?

Yazar
reccae


avatar
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006
17.04.2007-22:50 #20312
ahmet altan demiş ki
 
Bir vakitler, devlete yaklaşık 25 milyar dolarlık bir gelir sağlayacak olan Orman Yasası’nı, cumhurbaşkanının, böyle bir gelirle daha da canlanacak ekonominin hükümete siyasi bir prim kazandırmasını istemediği için veto ettiği söylenmişti.

İnanılması zor bir iddia.

Bir cumhurbaşkanının sadece kızdığı hükümet başarılı görünmesin diye büyük bir geliri engellemesi çok rastlanır bir durum değil.

Ama bunun ve bu tür iddiaların bir dayanağı var elbette.

Dünyanın her tarafında ekonomiyi iyi götüren bir hükümeti yıkmak zordur.

Ne darbeyle ne de darbesiz yıkamazsınız.

Eh, AKP de ekonomiyi iyi götürüyor.


ya arkadaşlar siz cidden ekonominin iyi gittiğine emin misiniz confused
abdden 2. el uçak almayı bırakınca tanklarınızı israilde modenize ettirmeyince göreceğiz o iyi giden ekonominin halini silly

bunu söylemek hoşuma gitmiyor ama ekonomi dediğimiz şey pamuk ipliğine bağlı
80 milyar dolarlık ihracat 10 sene önce hata 5 sene önce bile hayal edebileceğimiz vir rakamdeğildi
ama 115-120 milyar dolar gibi bir ihracatta yapmıyorduknot talking





insa ettigim binanin cimentosu kelâm

Yazar
yenimohikan


avatar

Kayıt: 15.02.2007
17.04.2007-23:05 #20316
Reccea arkadaşım tartışmak için sölemiyorum ama ithalatın yüksek çıkması öyle kötü bişi değil üstelik eğer ihracatla aradaki makas bu kadar büyük olmasaydı faydalı olduğu biile söylenebilirdi..İthalat için tehlikeli olan sıcak paradır...Ama hepimiz de görüyoruz ki Türkiye ye doğrudan yabancı sermaye artışı da oldukça yüksek.Bu 3 4 sene içinde dev firmaar Türkiye de yatırıma başladı..Vodafone,Oger Alfa sonera.Bu yabancıların Türkiyeye güvendiğini gösteriyo dediğin gibi pamuk ipliğine bağlı olsaydık adamlar paralarını canlarından çok seviyo gelmezlerdi.....işte bu riski düşürür..

ülke olarak 5 yıldır %10 lara varan bi büyüme gösterdiğimiz için bu cari açık normal ama dengelenmeli...Bence ekonomi süper değil ama Allah'a şükür taş gibi başbakanımız var hatırlaın Ecevit hapşırınca faizler düşerdi..
rose





Yazar
orhan


avatar
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005
17.04.2007-23:16 #20325
fason uretim arttı sadece dışarı giden o mallar arabayadı kombiydi buzdolabıydı geri donecekler :)





N/A
Yazar
reccae


avatar
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006
17.04.2007-23:17 #20326
yenimohikan yazdi
 
Reccea arkadaşım tartışmak için sölemiyorum ama ithalatın yüksek çıkması öyle kötü bişi değil üstelik eğer ihracatla aradaki makas bu kadar büyük olmasaydı faydalı olduğu biile söylenebilirdi..İthalat için tehlikeli olan sıcak paradır...Ama hepimiz de görüyoruz ki Türkiye ye doğrudan yabancı sermaye artışı da oldukça yüksek.Bu 3 4 sene içinde dev firmaar Türkiye de yatırıma başladı..Vodafone,Oger Alfa sonera.Bu yabancıların Türkiyeye güvendiğini gösteriyo dediğin gibi pamuk ipliğine bağlı olsaydık adamlar paralarını canlarından çok seviyo gelmezlerdi.....işte bu riski düşürür..

ülke olarak 5 yıldır %10 lara varan bi büyüme gösterdiğimiz için bu cari açık normal ama dengelenmeli...Bence ekonomi süper değil ama Allah'a şükür taş gibi başbakanımız var hatırlaın Ecevit hapşırınca faizler düşerdi..
rose


elbette ithalatta iyidir. bu sayede ayağımıza kundura yerine nike giyiyoruz biggrin
ayrıca ithalatta hükümetin elinde olan birşey yok
yani ben her aldığım ürünü made in tr yerine made in china yazanlardan seçersem alır başını gider
verdgide koyamazsınız ithalata uluslararası yasalardan dolayı
ama asalak bir millet oup çıkıyoruz ayakkabı bağını bile yurtdışından alır olduk :S ve kimsenin bir şey yapacağı yok

ihracatta yapılan kolaylıklar iç piyasaya satılacak yerli ürünlerde de yapılabilir
istal mal yerine kendi malımızı daha fazla kullanırız bu sayede


tabi bu kadar cari açık çok fazla hepimize
kaç zaman daha döner bu çark merak ediyorum beat up





insa ettigim binanin cimentosu kelâm

Yazar
yenimohikan


avatar

Kayıt: 15.02.2007
17.04.2007-23:25 #20329
Olurmu abicim ya adamlar teknolojileriyle geliyo üstelik Türkiye onlar için ortadoğu pazarı için üs oluyo yani bizim ihracatımızı (dövizimizi) arttırıyo...(En azından ben öyle olmasını umuyorum)

Tayyip babada takip ettiğim kadarı ile Bill gates den söz almıştı yatırım yapması içindrooling Adamlar onun hazırlığı içerisindedirblushing.Bi de Türk Telekomun yeni(çoğunluk) sahibi bu sene mezun olacak mühendislerin %20 sini işe alacaz diyo..Biz mezun olamadık ama en azından önümüz açılır
dancingdancing

Güzel bakan Güzel görür;
Güzel gören güzel düşünür.

İyi geceler





Yazar
reccae


avatar
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006
17.04.2007-23:27 #20331
her işin iyi yönleri var kötü yönleri var
bunu uzun uzun tartışmanın anlamı var mı bilmiyorum ama 42 milyar dolardan bahsediyorduk en son cari açıkta
neyse dönüp dönüp aynı şeyleri yazıyoruz
aktif konulardanda düşmüş zaten bu konu biggrin

neys eiyi geceler herkese
ders çalışma zamanı geldi artık





insa ettigim binanin cimentosu kelâm

Yazar
yenimohikan


avatar

Kayıt: 15.02.2007
17.04.2007-23:31 #20333
Recep arkadaşım sana sonuna kadar katılıyorum...Hatta az bile söyledin..

Sonuç olarak hepimiz aynı gemideyiz..

Şubat krizinde (Krizin kıvılcımı şu şekilde olmuştu..Hüsamettin Özkan Sezer 'e Nankör kedi dedi.Sezer Anayasa kitapçığı fırlattı..Ecevit sulu gözlerle kamera karşısına çıkıp kriz var dedi.Biz %50 fakirleştik..) Bilişim sektörü ne kadar zayıflamıştı..Mühendisler ya işinden olmuş ya da yarı maaşa çalışmak durumunda kalmıştı...

İşallah o kötü günleri bi daha yaşamayız...

İyi geceler..





Yazar
nesibe


avatar

Kayıt: 10.02.2006
18.04.2007-00:24 #20350


Biden bu stresli akşamda forumu cok boş hissettim.Gündem kalkınca.Bazıları kızacak amalaughing
Neyse kimse görmüyo şimdi de burayı.laughing

Ama konuyu dağıtmak istemiyorum.

acaba gündemi anasayfada yanlarda biyere mi alsakthinking

Neyse adminler daha iyisini bilir.





kalpler bir, yetmez mi?

Yazar
serdar5


avatar

Kayıt: 12.02.2006
18.04.2007-03:04 #20366
yenimohikan yazdi
 
hatırlayın Ecevit hapşırınca faizler düşerdi..
rose

evet ya ne trajı komik günlerdi allah bi daha gostermesinnot talking





Kanit gösterilmeden yapilmis bir iddiayi çürütmek için kanita ihtiyaç yoktur
Del.icio.us
Digg
Facebook
Furl
Google
Blink
Simpy
Spurl
Y! MyWeb