Yazar |
|
maviyazar
Sehri Stanbul
Kayıt: 30.04.2007 |
|
Cumhuriyet nedir? Peki demokrasi? Hepinizin yazdıklarından çıkan sonuç şu: Hepiniz elitist bir demoktasiyi destekliyorsunuz öylemi? Bilinçsiz olan halkın çoğunluk ile aldığı karar uygulanmamalı en azından böyle bir durum yasalarla korunmalı. Yanlış mı anladım söylediklerinizi bilmiyorum ama, arkadaşlar şu 367'nin demokrasi ile alakası yoktur! Bilinçsiz halkın seçip de başa geçirdiği partiyi yasalarla, kelimelerle oynayarak her seferinde değiştirmenin de demokrasi ile alakası yok. Elbette ben de AKP'nin cumhurbaşkanı çıkarmasını, göreve başladığında tarafsızlık yemini eden Abdullah Gül'ün bunu tutmayacağını biliyorum. Ama demokrasinin korunması, cumhuriyetin devamı ise amaç, bence kimin başa geçeceğine "biz bilinçliler" karar vermek yerine, halkın o bilinçsiz olduğunu düşündüğümüz kısmın bilinçlenmesini sağlamak ve demokrasinin gerektirdiği gibi oy çoğunluğu ile başa geçene de saygı duymak gerekir. Bilmiyorum sizce çok yanlış şeyler mi söylüyorum ama cumhuriyeti kurtarmak adına cumhuriyeti çarpıttığımızı düşünüyorum ben...
basladigimiz yerdeyiz ikimizde...
|
|
Yazar |
|
fahrii
Kayıt: 14.02.2006 |
|
senin benim değil mi bu cumhuriyet
senin benim oylarımla seçilmiyo mu meclis
atatürk'ün ve arkadaşlarının kurduğu desen olur ama cumhuriyet bizim
Be careful what you wish
|
|
Yazar |
|
scaryq
üsküdar
Kayıt: 20.01.2006 |
|
anayasamız şöyle olsa idi hiç üzülmezdim bu duruma : T.C. laiktir.Laikliğin izin verdiği ölçüde demokratiktir,izin verdiği ölçüde hukuk devletidir.Daha önceki olaylar yeri geldiğinde hukuk tarafından hiçe sayılabilir.ama böyle değil malesef ve ben bu duruma üzülüyorum.Önderimiz Atatürk'ün kemiklerini sızlattık bence.tabii bu durumda sezer,özal ve demirel de yasalara aykırı olarak (yasadışı) cumhurbaşkanı seçilmişler demek ki .
|
|
Yazar |
|
miguello
SAKARYA
Kayıt: 29.05.2006 |
|
Ataürkün laiklik dışında da ilkeleri vardı.bu gün milliyetçiliği kötüleyenler biri cinayet işlediğinde onu millliyetçilikle bagdaşttıranlar laiklikten bahzetmesinler.
eğer laiklik ve cumhuriyet halkın seçtiği iktidarın içinden ,hanımı kapalı olan birinin cumhurbaşkanı olmasıyla yıkılıyorsa bu o kadar basitse ne cumhuriyetinden bahsediyoruz bir.bir örtü ile yıkılcak bir sistem mi bu şimdi.shp ve onun destekciler aciz varlıklardır.akp yi tek başına iktidar yapmaya uğraşıyorlar sanırım başaracaklar.milletvekilleriyle birlikte cumhurbaşkanını da biz seçelim bakalım kim geliyor görelim
saygılar
miguello
|
|
Yazar |
|
miguello
SAKARYA
Kayıt: 29.05.2006 |
|
shp değil chp pardon o konuda yanlış oldu elim sürçtü.
saygılar
miguello
|
|
Yazar |
|
hitech
Kayıt: 19.03.2007 |
|
Atatürk'ün milliyetçilik ilkesi, milli birlik ve beraberliğin yapıtaşıdır. Atatürk, milli birliğin önemini "Kesinlikle bilmeliyiz ki iki parça halinde yaşayan milletler zayıftır, hastadır." sözüyle ifade etmiştir. Atatürk milliyetçiliğinde ırkçılığa ve faşizme yer yoktur.
Atatürk'ün milliyetçiliği ırk milliyetçiliğinden farklıdır. Şu an ülkemizde olması gereken milliyetçiliktir. Türkiye Cumhuriyeti milliyetçiliğidir. Her türlü ırkçı söylem ve simgeden soyutlanmış bir milliyetçiliktir.
Bu milliyetçiliğin en iyi örneği bence (ilkokuldan hatırlarsınız) yerli malı haftasıdır. İnsanları kendi yurdunun malını kullanmaya yöneltmek bir milliyetçiliktir ve doğru bir davranıştır. Ama ne yazık ki bugün herkes bunu ilkelik olarak görmekte ve amacını anlamamaktadır.
Faşistlerin ve ayrılıkçıların ısrarla "ırkçılık" ile benzeştirmek istediği, bunu yaparken de Mustafa Kemal'e aitmiş gibi sözler türettikleri, herkesin anlamak istediği gibi anlayıp, kendine yonttuğu milliyetçiliktir Atatürk'ün milliyetçiliği. Halbuki her şey çok açıktır. Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan ve Türk vatandaşı olan herkes Türk'tür. Burada kastedilen "Türk kafatasçıları"nın anlamak istediği ırk anlamındaki Türk değildir, bunu da bizzat Atatürk'ün milleti tanımlayan şu sözleri açıklar.
"Zengin bir hatıra mirasına, birlikte yaşamak hususunda ortak istekte samimi olmaya, sahip olunan mirasın korunmasını birlikte sürdürebilmek konusunda iradelerin ortak bulunmasına, gelecekte gerçekleştirilecek programın aynı olmasına, birlikte sevinmiş, birlikte aynı ümitleri beslemiş olmaya haiz bulunan kişiler bir milleti oluşturur."
Görüldüğü gibi bu sözlerde Anadolu üzerinde yaşayan hiçbir milleti yok sayma pahasına bir millet tanımı yapılmamıştır. Atatürk'ün yerleştirmeye çalıştığı kavram ne ırkçıların tarihteki atalarında aradığı çekik gözlü, kısa boylu Türk ırkını (ki bütün faşist arkadaşlara sormak isterim, ne kadar benzerler atalarına?) tanımlar ne de karşısında savaştığı batının baskısıyla yapılmış bir tanımdır. Hele ki batı baskısıyla bir millet oluşturulmaya çalışıldığı savı kişilerin tarih derslerinde sadece sos oynadığı göstermektedir. Türkiye Cumhuriyeti batı baskısıyla birleştirilmeye çalışıldığı öne sürülen milletlerin batıya karşı savaşarak elde ettikleri ortak bir kazanımdır. (Bu kazanım için Kürtler, Ermeniler'in en büyük düşmanı olmuşlar, doğu illerinde Ermeniler ile Kürtler yıllarca birbirleriyle savaşmışlardır. Merak edenlere...)
Atatürk milliyetçiliği, ilkelerimizin birleştiriciliğine karşı özellikle bazı kesimlerce öne sürülen etnik ayrılık kartları bu tip savları öne sürenlere karşı verilecek en güzel cevaptır.
"Ne mutlu Türk olana" değil de "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!" felsefesini benimsemiş, sosyal devlet yapısından yana olan zihniyettir Atatürk milliyetçisi!
bahaneydi bu rüzgar...
|
|
Yazar |
|
orhan
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005 |
|
Üstteki mesaja küçük bir ek: İlk Türkçe sözlüğü yazan Atatürk Türk'ün tanımını şu şekilde yapmış.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan halk ve bu halktan olan kimse:
"Ne mutlu Türk'üm diyene!"- Atatürk.
N/A
|
|
|
|
-
Del.icio.us
-
Digg
-
Facebook
-
Furl
-
Google
-
Blink
-
Simpy
-
Spurl
-
Y! MyWeb
|
|
| | | |