Laik Demokratik Turkiyenin en anlamli sehitlerinden biri Kubilay'i 77 yil sonra saygiyla aniyoruz.
Biraktiklari emanetin bekcisiyiz..
|
Olayların Başlangıçı
Mustafa Fehmi Kubilay 1930 yılında Menemen'de yedeksubay sıfatıyla askerlik görevini yapmaktaydı. 23 Aralık 1930 sabahı Menemen'de cereyan eden hadiseler genel anlatıma göre şu seyri izlemiştir: Sabahın erken saatlerinde, çember sakallı, başlarında sarık, sırtlarında cüppe, Manisa'dan o gün gelmiş dördü silahlı altı meczup, belediye meydanında tekbir getirerek gezinmeye başladı.
Olay. zamanın Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Esat ve yandaşları tarafından planlanmış ve Menemende uygulamaya konulmuştur. Şeyh Esat’ın Manisa’da Nakşibendi tarikatını yaymakla görevlendirdiği Laz İbrahim’in yönlendirdiği Manisa tarafından gelen, dördünün adı Mehmet ikisinin de Hasan olan yobazlar;23 Aralık 1930 da sabah namazından sonra camiden aldıkları Yeşil Sancağı yola dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplamaya çalışırlar. Katılmak istemeyenlere 70 bin kişilik bir Halife Ordusunun beklediğini ve onların öncü olduklarını belidirler. İstedikleri şeriattır. Karşı çıktıkları Cumhuriyettir, Atatürk ilke ve Devrimleridir.
Böylece tekbir getirerek sancağın etrafında dönmeye başlarlar. “Şapka giyen kafirdir, din elden gidiyor, saltanatı geri getireceğiz” diyerek bir isyan hareketi başlatmak isterler. Menemen’de yedek subay öğretmen olarak görev yapmakta olan Kubilay bu hareketi bastırmak için bir manga askerle olay yerine gelir. Askerlerin yanından ayrılarak tek başına yobazların arasına girip teslim olmalarını ister. Yobazlardan biri ateş ederek Kubilay’ı yaralar. Karşıdan bunu gören askerler ateş açarlar. Fakat tüfeklerinde öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır. Bu yüzden yobazlara tesir etmez. Böylece: "bize kurşun işlemiyor” diyerek halkı kandırmaya çalışırlar.
Elebaşılar
Elebaşı, Giritli Derviş Mehmet, yanında da Şamdan Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan, Küçük Hasan vardı. Derviş Mehmet camide namaz kılanlara kendini "Mehdi" olarak tanıttı ve dini korumaya geldiklerini söyledi. Arkalarında 70 bin kişilik Halife ordusu olduğunu, öğle saatlerine kadar şeriat bayrağı altında toplanmayanların kılıçtan geçirileceğini söyledi. Camideki yeşil bayrağı alıp uzun bir sopaya taktılar ve Menemen şehir meydanında kazdıkları bir çukura diktiler. Bayrağın çevresinde dönmeye, tekbir getirmeye, zikretmeye ve "Şapka giyen kafirdir! Yakında yine şeriata dönülecektir." diye bağırmaya başladılar. Bayrağın altından ahaliden bazı kişileri (bir fabrikada çalışan Hayimoğlu Jozef de dahil) geçirdiler. Kasabaya halife ordusunun geleceği iddiası saf insanları korkuttu.
Olayın Duyulması ve Olaylara Müdahele
Olayların ilçedeki askeri birlikte duyulmasıyla, bir bilgiye göre; alay komutanı, yedeksubay Kubilay'ı bir manga askerle birlikte olay yerine gönderdi.
Askeri birlik olay yerine ulaştığında Asteğmen Kubilay ve askerlerin silahlarında mermi bulunmamaktaydı süngü takmışlardı. Kubilay, askerlerini meydan girişinde bırakarak, göstericilerden teslim olmalarını istedi. O anda gruptan açılan ateş sonucu yere düştü.
Görgü tanıklarının genellikle doğruladıkları üzere, Kubilay yaralı halde cami avlusuna sığındıysa da, Derviş Mehmet ve arkadaşları peşisıra geldiler. Derviş Mehmet, çantasını açıp testere ağızlı bağ bıçağını çıkardı ve yaralı Asteğmen Kubilay'ın başını kesti.
Kesik başı yeşil bayrağın sopasına dikmeye çalıştılar ancak başaramadılar. Birisi ip getirdi ve Kubilay'ın başı yeşil bayrağın dikili olduğu sopaya iple bağlandı. Olay yerine yetişen Bekçi Hasan ateş edip gruptan birini yaraladı. Ancak açılan ateş sonucu o da öldü. Arkadaşının yardımına koşan Bekçi Şevki de açılan ateş sonucu öldü.
Bu aşamada askeri birlik yetişir. Komutan "Teslim olun!" diye bağırır. Ancak olay çatışmaya dönüşür ve askeri birlik ateş eder. Göstericilerden Derviş Mehmet de dahil bazıları yere serilirken, bazıları kaçar. Daha sonra hepsi birden yakalanır...
|
-Wikipedia'dan alintidir.
Ayrintisi icin : http://tr.wikipedia.org/wiki/Kubilay_Olay%C4%B1
|