Konuyu görüntüle
IUCODERS FORUM > Duyurular > Diğer > Gerçek Bir Hikaye
Yazar
nipci


avatar

Kayıt: 26.09.2007
29.03.2008-02:05 #40714
clairvoyant yazdi
 
serdar5 yazdi
 
çok güzel bir noktaya değindin benimde bu konuda söyleyeceklerim vardı zatenbiggrinbi kızı ilk gördüğünde az çok o kızdan etkilenip etkilenmediğini anlarsın ve aynısı tam olarak kızlar içinde geçerli olsa gerek tabi bana göre yani diyeceğim oki eğer etkilendiysen kesinlikle gidip arkadaş olmayı deneme arkadaş olacaksan her zaman arkadaş kalmaya hazır ol ama yok ben bundan hoşlandım beni etkiledi diyorsan yine git tanış ve ona ilk baktığın andan itibaren o senin arkadaşlık istemediğini anlasın ve kesinlikle arkadaşlık dostluk olayına girme yoksa hep öyle kalırsındancingen azından yaptığım analizler şu ana kadar bu sonuçları gösterdibiggrin



Peki ya ilk tanıştığın zamanlar çok sıradan bir arkadaşın iken zamanla sana yaklaşması sonucunda kendisine karşı pozitif yönde farklı duygular hissetmeye başlamışsan ne yapacaksın? Hatta onu sevdiği insana kendi ellerinle teslim edebilecek kadar çok sevmişsen... Onu ve onun arkadaşlığını kaybetmemek için bunu ona söylememişsen ama kendisi sürekli seni gözlemleyerek kafasında oluşan yorumların sonucunda, risklerini fazla önemsemeden, böyle bir durumun olup olmadığını sana sormuşsa... Vereceğin yanıt ne olursa olsun sana hiç bir şeyin değişmeyeceği konusunda söz vermiş ise... Sen de dürüstlüğünü bozmak istemeyip ve de kendisine olan güveninin etkisi ile içini dökmüş isen...

Devamında ne olur peki? O ne ister senden? Aradaki sorun tam olarak çözülmeden her şeyin lay lay lom devam etmesini bekler. Kısa bir zaman sonra da (sebebi ne olursa olsun) kendisinin seninle olan arkadaşlığında geri adım attığını sezersin... Sorduğun zaman da verdiği sözü unutup insanların değişebileceğini söyler. Ne kadar kolay geliyor insanlara büyük konuşmak, değil mi?

Ne olur peki bu durumda? İsteyen ekşi sözlükten bu tip yaşanmış hikayeleri okuyabilir; sonuç sabit ki pisi pisine biter her şey... Yazık olur... Ama sen burada geçen günleri hatırlayıp üzülürken, onun vicdanı zerre kadar bile sızlamaz... Çünkü onun kafasında sen potansiyel bir "alıcı"sındır artık. Eski günlerdeki o samimi arkadaşı silinmiştir onun hafızasından... Onun lay lay lomu tüm hızıyla devam eder... Hiç bir zaman senin içinden neler geçtiğini öğrenemeyecek; öğrenmek bile istemeyecek kadar nefret edecek senden... Ne dersen de, seni dinlemez, umrunda olmaz... Gözünde hiç bir değerin kalmamıştır... İnsanlar bazı şeyleri ne kadar kolay silebiliyor, değil mi?

"Değdi mi peki?" diye soracaksın ama bunu anlayacak vicdan ne gezer onun gibilerde... Baksana seni unuttu bile...


Şu dünya ne garip bir yer ya...




Kilit cümle-->İnsanlar bazı şeyleri ne kadar kolay silebiliyor, değil mi?

Bence bu gibi durumlarda;

Evet çok kolay silebiliyor.O zaman ne yapmalı?
Hiç önemsememeli, anında silmeliyiz.
"3 kurusluk insana 5 kurusluk deger verirsen, gün gelir seni 2 kurusa satar" sözünü hatırlamalı.
Boşa geçirdiğimiz zamana hayıflanmamalıyız, hatta müthiş tecrübe kazandığımız için sevinmeliyiz(çok iyimser oldubiggrin)

Kısacası geçmişte kalmış olaylar için o anımızı da harcamamalıyız, aynı olayı yaşamamak için de önlem almalıyız





Yazar
clairvoyant


avatar
Antalya
Kayıt: 05.05.2006
29.03.2008-11:07 #40722
.....





Let`s make this world a better place to live !

Yazar
serdar5


avatar

Kayıt: 12.02.2006
29.03.2008-11:16 #40723
nipci yazdi
 

Kilit cümle-->İnsanlar bazı şeyleri ne kadar kolay silebiliyor, değil mi?

Bence bu gibi durumlarda;

Evet çok kolay silebiliyor.O zaman ne yapmalı?
Hiç önemsememeli, anında silmeliyiz.
"3 kurusluk insana 5 kurusluk deger verirsen, gün gelir seni 2 kurusa satar" sözünü hatırlamalı.
Boşa geçirdiğimiz zamana hayıflanmamalıyız, hatta müthiş tecrübe kazandığımız için sevinmeliyiz(çok iyimser oldubiggrin)

Kısacası geçmişte kalmış olaylar için o anımızı da harcamamalıyız, aynı olayı yaşamamak için de önlem almalıyız

olaylara yaklaşımını takdir ettim,sanırım paralel düşünüyoruz.şafak senin dediğin olayda benim dediğime geliyor aslında bende o yüzden arkadaşlık dostluk işine yanaşma eyer niyetin farklıysa demiştim vede tanımadığın daha yeni tanışacağın insanlardan bahsediyorum senin durum biraz farklı.sana soyleyeceğim şey biraz anlaşılması güç olabilir ama ben yine söyleyeceğim.

inan bana anlattığın öyküde o iki insan o genç yaşlarında iki arkadaş iken iki sevgili olsalar bile bana göre aradan geçen bunca sene sonra zaten çoktaan birbirinden ayrılıp dahada birçok farklı tecrübeler farklı insanlarla yaşayacaklardı çünkü o yaşlarda hiç bir ilişki bu kadar yılı kolay kolay atlatamaz.yani geçmişte takılıp kalmak zaten bitecek olan bir ilişki için hayatının geri kalanını ahlanıp vahlanarak geçirmek sırf acı bir tecrübe yaşandı die hayatın getireceği yeni süprizlere yeni heyecanlara kendini kapamak ne kadar doğru acaba?yani bazen insanlar mutsuzluklarının sebeplerini hayatlarındaki eksikliğin nedenini yalnızca bir ilişkisi olmaması gibi aptal bir nedene bağlayabiliyor(genel olarak konuşuyorum) fakat ben size birinci ağızdan söyleyeyim kesinlikle hayatına istediğin standartlarda biri girince işler sihirli bir değnek dokunmuş gibi düzelmiyor aksine kendi sorunlarını aşamadığın için bu ilişkide üzerine ek bir sorun getiriyor ve arada kıvranıp duruyorsun.

diyeceğim o ki bizler hayatımızı düzene sokmadan, mutlu olmayı beceremeden, sorunlarla hayata karşı dimdik durarak boğuşmadan işler yoluna girmiyor ve sürekli sorunun ve de mutsuzluğun kaynaklarını farklı yerlerde hatta bazen de geçmişte arıyoruz.bence geçmiş nasıl geçmiş ise sonuçta geçmiştir ve üzerimizde bıraktığı o koca yükü silkenelerek atmalıyız ve hayata karşı sürekli pozitif olmalıyız.çünkü eğer bir insan çalışıp didinip yinede istediği sonuçları alamıyorsa yapması gereken şey yaptığı şeyleri veya yöntemleri değiştirmektir taaki istediği sonuçları elde edene kadar.çünkü bazılarımızın zannettiği gibi günün birinde biri gelip sihirli bir değnek dokunuşuyla her şeyi düzeltmeyecek bunları yapacak olan biziz.ister şimdi yaparız ve istediğimiz sonuçları şimdi elde ederiz yine istersekte bir 10 yıl sonra bütün bunların farkına varırız ve arada ki geçen süre boşa geçmiş olur.hayat tecrübelerden ibarettir,tecrübede hatalardan ortaya çıkabildiği için hata yapmaktan korkmamalıyız istediğimiz şey ne ise sürekli deneyerek,hatalar yaparak,tecrübeler edinerek ona ulaşabiliriz.hata yapmak hiçbirşey yapmamaktan iyidir.(suç işlemek ile bahsettiğim hata farklı kavramlardır).

bana göre mutlu olabilen, yüzü sürekli gülen insanlar işleri tıkırında gittiği ve istedikleri hayatları yaşadıkları için değil,zaten mutlu olmayı becerebildikleri ve hayata sürekli pozitif baktıkları yani mutlu oldukları için işleri yolunda gidiyor.(tıpkı paranın parayı çekmesi gibibiggrin)





Kanit gösterilmeden yapilmis bir iddiayi çürütmek için kanita ihtiyaç yoktur
Yazar
serdar5


avatar

Kayıt: 12.02.2006
29.03.2008-11:28 #40724
akgulozkan yazdi
 


nedense son dönem ilişkiler böyle oldu.. ya bu iş tamamen fiziksel bişey değilki.. anlamış değilim..

Bir insanı sevebilmen için onu tanıman gerekir.. Ya da ilk gördüğün anda tadığını sanırsın.. Tüm karakterizasyonları beynin yapmıştır ve mükemmeldir senin için.. Yıldırım aşkı derler buna... Zaman gelir anlarsın ki o aşk sadece çerçevesinin hayallerinle süslü olduğu resimden öte değildir.. Gerçek ise ne çerçeveyle ne de resimle bir benzerlik göstermez.. İşte o zaman aşkın gözü kördür dersin..

Neyse konu saptı sanırımbiggrin Bence geç kalmamak kadar acele etmemek de önemli.. biggrin

güzel yazmışsın hatta bazı yerlerde doğruda yazmışsında ben gerçek aşk nedir nasıl yaşanmalıdır demedimki ,doğrusu nedir de demedim ben sadece işe yarayan şeyi söyledim yani hedefe götürecek şeyi söyledimbiggrinyapıp yapmamak yani takdir hakkı tabiiki kişiye aittirdancing





Kanit gösterilmeden yapilmis bir iddiayi çürütmek için kanita ihtiyaç yoktur
Yazar
clairvoyant


avatar
Antalya
Kayıt: 05.05.2006
29.03.2008-13:23 #40737
serdar5 yazdi
 
bana göre mutlu olabilen, yüzü sürekli gülen insanlar işleri tıkırında gittiği ve istedikleri hayatları yaşadıkları için değil,zaten mutlu olmayı becerebildikleri ve hayata sürekli pozitif baktıkları yani mutlu oldukları için işleri yolunda gidiyor.(tıpkı paranın parayı çekmesi gibibiggrin)

Her şeye rağmen mutlu olmayı becerebilen insanlardan bahsederken, başkalarının mutsuz olmasına kasten sebep olduğu halde bunu içine sidirip yine mutlu olabilen insanları kastetmiyorsundur herhalde...

Bir de Serdar, lafı benim yazdıklarım üzerinde döndürüp genel sonuçlara varmana gerek yok :) Hem sen de belirtmişsin zaten arada fark olduğunu... Bir sürü hikaye vardır yaşanmış olan. Fakat çoğu bir birine benzese de her olayı tekil olarak değerlendirmek gerekir. Kimin kimi nasıl sevdiğini dışarıdan bir insanın tam olarak anlayabilmesi çok zordur; tabi sevgisini yüzeysel olarak (sadece cinsel hormonlar sebebi ile) yaşamayanlar için... Bu işlerin güzeli çirkini, fakiri zengini, güçlüsü zayıfı, sarışını esmeri, şişmanı cılızı olmaz. Ama benim gibi tipin kaymışsa durum farklı tabi :)


Hele bu işlerin genci yaşlısı hiç olmaz. Zaten hayat kısa, ne kadar kısa olduğunu bir yakınını kaybettiğinde daha iyi anlıyorsun... Ama 40 yaşında da evlensen evlilik aynıdır. İlla ki genç yaşta evlenmek gerekir diye bir şey yok. Eğer seni gerçekten seviyorsa zaten 40 yaşına kadar bile bekleyebilir evlenmek için. Genç yaşlarda başlayan ilişki eğer gerçekten sağlam ise o kadar yılı çok çok kolay atlatabilir. Benim annem ile babam çocukluk arkadaşıdır. Öyle sağlam bir ilişkidir ki 23 yaşında başlayan evlilikte 30 yılı aşkındır (nazar değmesin) bir sorun yaşanmıyor. Önemli olan genç olup olmamak değildir. İnsanoğlu her yaşta hayattan ders alıyor. Her yaşta çocuk gibi hareket edebildiğini gözlemleyebiliyoruz. Tabi bedelleri bir çocuğa göre çok daha farklı oluyor. Olgunluk yaşla ölçülmez bana göre, tamamen kişilik ile ilgilidir ve konusuna göre değişir bir insanın ne kadar olgun olduğu...

İlişkinin dozunu ayarlamak da önemlidir. Eğer bir gün ayrılma ihtimalini düşünerek başlarsan zaten -1 puan ile başlamışsındır oyuna. Kişiyi yeterince tanımadığını düşünüyorsan ilişkinin dozunu ona göre ayarlayablirsin. Ve karşındaki kişi de seni bu konuda yeterince anlayabiliyorsa, sana uyabilecek kadar sabırlı ise işte bu sefer oyuna +1 puan ile başlamışsın demektir. Ben açıkçası sonu hayırlı olacaksa, 1 hafta içinde sarmaş dolaş olmaktansa 2 yıl elini bile tutmadan yaşamayı tercih ederim. Yeter ki iki kişi bir birini yeterince tanıyana kadar (ya da süreçte belirli bir noktaya gelene kadar) bu konuda bir birlerine sadakat sözü vermiş olsunlar.

Yoksa sürekli kötü sonuçlardan korkup, ilişkiden kaçarak hiç bir şey elde etmek mümkün değil... Gerçekten istemediğin ya da bir gün evlendiğine pişman olabileceğin bir insanla evlenme olasılığın çok daha yüksektir bu durumda. Sağlam ilişki çok zaman gerektirir ama bir ilişki başlamadan bu süreç de başlamaz... Başladığını sananlar olsa bile, ileride bir gün geminin limandan ayrılmasına engel olamadıklarında, bunu da kaderin bir cilvesi olarak görebilirler. Hal bu ki ambar kapakları açık olarak yük bekleyen geminin kaptanına dememişlerdir ki; "Yük vagonları her gün teker teker geliyor, ama sana geliyorlar, bekle..."

Son 3 paragraf kişiye özgü olarak algılanmasın, bu konudaki genel yorumumdur...





Let`s make this world a better place to live !

Yazar
onelove


avatar
Utopia
banlandı
Kayıt: 29.05.2008
02.06.2008-23:46 #45380
Hikaye insanı bir tuhaf ediyor doğrusu... Fakat konunun neden tartışmaya dönüştüğünü anlayabilmiş değilim. Arkadaşımız burada sevgiden bahsederken tuhaf atışmalar konuyu başka yerlere götürmüş. Neyse, hikaye için teşekkürler Adanalı arkadaşım (nickine bakarak Adanalı dedim, yoksa değil misin:)).





you are the one i ever want

Yazar
csenes


avatar

Kayıt: 14.02.2007
03.06.2008-19:45 #45421
buraya cevap yazan arkadaşlarımızı felsefe klubu kurmaya davet ediyorumbiggrin.kesinlikle öle yorumlar okudum ki... bu olayı daha önce duymustum ama hiç böle yorumlar duymamıstım.tebrikler yorumlarınızı merakla bekliyorum laughingbiggrin

süleymancım seni de başkan olarak görmek isterim süper konu buluyosun







Yazar
adaniak


avatar

Kayıt: 13.01.2007
03.06.2008-20:04 #45422
Adam bu konuyu fi tarihinde açmıştım..Ama tekrar gündeme gelmiş...Demek ki bende bir sorun var zaten şu günlerde kafayı yemekle meşgulüm..!!!..isabet olur zaten başkan olursam da...coffee





Yazar
clairvoyant


avatar
Antalya
Kayıt: 05.05.2006
03.06.2008-23:24 #45441
adaniak yazdi
 
Adam bu konuyu fi tarihinde açmıştım..Ama tekrar gündeme gelmiş...Demek ki bende bir sorun var zaten şu günlerde kafayı yemekle meşgulüm..!!!..isabet olur zaten başkan olursam da...coffee

Eski bir mesajımın içeriğini sildim, konu o yüzden yukarıya çıktı. Tabi biraz da gıcıklık olsun diye yaptım bunu, suçluyum.





Let`s make this world a better place to live !

Yazar
csenes


avatar

Kayıt: 14.02.2007
03.06.2008-23:27 #45442
demekki ben baya gerilerde kalmısımsick walla yeni gördüm yeni okudum beat up.hiç tarihine falan da bakmadım..ne diyim.







Yazar
clairvoyant


avatar
Antalya
Kayıt: 05.05.2006
03.06.2008-23:39 #45445
Tarihin bir önemi yok, yıllar geçse de üstünden olayların belki sunumu değişebilir fakat temalar yine aynı...





Let`s make this world a better place to live !

1 2 3
Del.icio.us
Digg
Facebook
Furl
Google
Blink
Simpy
Spurl
Y! MyWeb