Yazar |
|
shyama
Kayıt: 27.01.2006 |
|
yok yok lan man deme sen yine de, sonra işinden alınırsın falan.. hem sen kimsin de lan diyicen önce başbakan oluver sonra
Ya?amak bir a?aç gibi tek ve hür...
Ve bir orman gibi karde?cesine...
N.H.Ran
|
|
Yazar |
|
ozgurkaratas
Kutahya
Kayıt: 22.02.2006 |
|
başbakana hiç yakıştıramadım. bir vatandaşa el kol haraketi edip lan demesi çok yanlış olmuş ancak bunu da biz kendimiz yaptık. gittik oyumuzu verdik ve seçtik. gel kafamıza otur dediğimiz birisi boynumuzun köküne biniyorsa bu da yine bizim verdiğimiz oylar ve izinlerden kaynaklanıyor. tayyip abi güzel bir insandı, işçi idi, inşaatçı idi. belediye başkanlığı fevkalade güzeldi ancak başbakan olunca otoriter olmaya başladı ancak bu devlet buna gelmez. trt 1 de ulusa seslenirken atatürk resmi yerine kendi resmini koymak ve türkiye bayrağı yerine (bir defa) akp parti bayrağı koymak türkiye ismini akp cumhuriyeti olarak değiştirmekten farksız bir eylemdir. zaten başbakanın yaptığı da budur. ülkenin dört bir yanından seçimlerde akpnin büyük üstün oylarla tepeye çıkması demek türkiye cumhuriyeti vaandaşlarının akp'ye verdiği büyük güvenden kaynaklıdır. sağolsun tayyip bey de bu güveni çok iyi kullanmaktadır. herkes atatürk gibi olamaz, atatürk bin yılda bir gelen bir insandır. biz sanırım 900 yıl bekleyeceğiz.
Ozgur Karatas
CCNA & Network Engineer
|
|
Yazar |
|
halil
Kayıt: 01.01.2006 |
|
Can Dündar/Milliyet
Lan
SORU 1: Erdoğan özellikle mi "Anasını satiym", "Ananı al git buradan", "Artizlik yapma lan" diye konuşuyor?
Bence hayır.
Kendi dili bu... İçinde doğup büyüdüğü çevrenin dili...
Dolayısıyla ağzında sırıtmıyor. Hatta ağzına yakışıyor.
TV dizisinde "Lütfen annenizi alıp buradan gider misiniz?" diye konuşan bir kabadayı görsek "Bu ne ya!" diye itiraz etmez miydik?
Bence yakışıksız olan, Baykal'ın onunla argo yarıştırmaya kalkıp "O üç noktayı alsın, uygun yerine koysun" çıkışıydı.
Onun ağzına yakışmadı. Kendine ait olmayan bir bitirim dilini, siyaset gereği konuştuğu belliydi. Tutmadı.
SORU 2: Argoyu Erdoğan'ın ağzına yakıştırıyorsak sorun ne o zaman?
Erdoğan'ın Başbakan olması...
Çünkü biz başbakanların "düzgün" konuşması gerektiğini düşünüyoruz.
Oysa milletimiz "düzgün" konuşmuyor.
Herhangi bir ilkokula, pazaryerine, kahvehaneye uğrayın; konuşmalara kulak kabartın:
"Alırım paçanı aşağı"ları, "Yürü lan, anca gidersin"leri işiteceksiniz.
Yani biz millet kızınca küfretsin, ama devlet kızınca sabretsin istiyoruz.
"Resmi dil"le, "sivil dil"i ayırıyoruz.
"Millet adamı" değil, "devlet adamı" arıyoruz.
Peki bu yaklaşım, siyaseti geniş kitlelerin bulaştırılmadığı, kravatlılarca oynanan yapay bir protokol törenine çevirmedi mi?
AKP, buna tepki değil mi?
SORU 3: Bu kez karşımızda bir "millet adamı" var. Kasımpaşa sokaklarından geliyor. Bürokrasi çarkında öğütülmemiş. Devletin değil, milletin dilini konuşuyor.
Kızdığımız bu mu?
Milletin dilinin devlete egemen olması mı?
Peki "millet egemenliği" bu değil miydi?
Aynayı mı taşlıyoruz?
Milletimiz ana avrat söverken liderimizden leziz bir Türkçe mi bekliyoruz?
Liderlerimizin bizim gibi konuşmadığı nezahat dönemlerini mi arıyoruz?
Bizim gibi olanları değil, olmak istediğimiz şeye benzeyenleri mi özlüyoruz?
Aslında ona değil, onu bu mevkie taşıyanlara, yani kendimize mi kızıyoruz?
SORU 4: "Biz" kimiz?
Kamuoyu yoklamalarında Erdoğan hâlâ durumunu koruyor.
Ona eleştirenler oy, tiraj sıkıntısı çekiyor.
Bu iki cümlede birbirini doğuran sonuçlar var mı?
Sokak, diline uygun Başbakan'ı buldu, partiyi, medyayı bulamadı mı?
İyi de herkes "sokağa inerse", geniş caddelere açılabilir mi bu ülke?
SORU 5: "Siyasetçi model olmalı" diyoruz.
Bunca yıl iyi kötü "model" oldular.
"Lan"lı, "lun"lu konuşmadılar.
Sonuç?
Kibarlar tasfiye, "lan"cılar iktidar oldu.
O kadar ki, "model"ler bile "Kahvehaneleri onlara bırakmayayım" diye küfürlü konuşmaya başladı.
"Model" çöktü.
Peki herkes hedef kitlenin dilini konuşmaya kalkarsa hep birlikte çamura batmaz mıyız?
SORU 6: Dinde yaşadığımız burada da karşımıza mı çıkıyor?
"Milletin dili" ile "devletin dili" çatışıyor.
Devlet, ilaç prospektüsünden dava iddianamesine, tarih kitabından diplomatik tepkisine kadar millete uzak, soğuk bir dil konuşuyor.
Resmi dile uzak duran politikacı prim yapıyor; ama sonuçta hep birlikte irtifa kaybediyoruz.
O halde yeni bir dil geliştirmek zorundayız.
Ağzını bozmayan, ama sokakla irtibatını da kesmeyen bir dil...
Siyaseti anlaşılmaz bir kuş diline çevirmeyen, ama terbiyesizleşmeyen bir dil...
Rahatını sevdiği kadar, misyonunu da seven bir dil...
Milletin diliyle, devletinkini barıştıracak bir dil...
Lan onu bulan var ya, bu ülkenin reçetesine de, iddianamesine de, tarih kitabına da geçer valla...
-----------------------------------------------
hakkaten ya , şu foruma yollanan mesajların kaçı lansız lunsuz yada protokol seviyesinde , ama o başbakan diyenler olacaktır , sonuçta o da insan herkesin sinirleri var , gerilmesi doğal şahsen ben daha ağır konuşurdum , biz ne isek başımızdakiler de o dur , bu da genel geçer kural ...
bu arada çiftçinin özür dilemesi hadisesi de var :)
http://www.milliyet.com.tr/2006/02/15/siyaset/siy09.html ;
Erdoğan'ın "Ananı da al, git buradan" sözleriyle karşılaşan ve "Danıştay'a, YÖK'e diş geçiremedi, sinirini benden aldı. Hakaret etmedim. Keşke bu talihsiz açıklamayı yapmasaydı" diyen çiftçi Kemal Öncel, Erdoğan'dan özür diledi.
"Şikâyetçi olacağım" diyen Öncel, dün üslubunun yanlış olduğunu belirtti.
Öncel şöyle konuştu:
"Bu şekilde bir tenkidi hak etmiyor. Çiftçiye verdiği desteğin tarafımdan bilinmemesi gelişmelerin başlangıcı oldu. Ellerinden öpüyor, onun benim bir büyüğüm olduğunu söylüyorum."
....
|
|
Yazar |
|
mehmetcelikel
Eregli
Kayıt: 22.01.2006 |
|
halk dili diyoruz peki tamam, ya ordaki vatandaş Erdoğana aynı şekilde hitap etseydi ya da sokakta kullanılan tabirde argo kelimeler kullansaydı noolacaktı yine aynı durum olacakmıydı. söz konusu halk dili diye başbakan ve korumaları bişey yapmayacaklar mıydı? ki adam bişey demediği halde korumalar adamı yaka paça aldılar dışarı.
bence bu saygı olayı, sokak dili deniyor ama sokakta bile yakından tanımadığın adama karşı lan demezsin,diyemezsin, denmesi halinde ortam gerilir haliyle. tanımadığım biri bana dese ben alınırım açıkçası.
Dünyay? Kurtaran Adam
|
|
Yazar |
|
orhan
istanbul
admin
Kayıt: 17.11.2005 |
|
valla bunun savunulacak bir tarafı yok. basıl konuşulacağını konuşma adabını öğrenecek o da zamanla.
N/A
|
|
Yazar |
|
ssakinmaz
Istanbul
Kayıt: 20.01.2006 |
|
Valla bu hareketinin hiç kabul edilebilir bir tarafı yok madem bu kadar Kasımpaşalı devlet millet meselelerinde kınamayı bıraksın o zaman göstersin ne kadar Kasımpaşalı olduğunu
Zoru severim, imkans?z vakit al?r..
|
|
Yazar |
|
reccae
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006 |
|
bu konuyu açmak için biraz hızlı mı davranmalıydık acaba
ama yinede açılması iyi olmuş
üstte can dündarın yazısını okudumda eminim ülkenin 300 milyar dolar borcu içinde mutlaka iyi bişeyler söylerdi gibime geldi
ama çokta önemli değil ecevit iktidara geldiğinde de aynı şeyler konuşuldu yani o zamanda halk kendine yakışanı kendine benzeyeni seçti gibi. anap tek başına iktidar olduğunda da aynı şeyler.
demem o ki bu ülke her seçimde yemi bir partiye sevdalanır (bu arada bu sevgiye layık olanı görmedim duymadım bilen varsa lütfen foruma yazsın )
biz şimdiden 19 ay sonraki seçimi düşünelim derim yeni aşkımızı seçelim
insa ettigim binanin cimentosu kelâm
|
|
|
|
-
Del.icio.us
-
Digg
-
Facebook
-
Furl
-
Google
-
Blink
-
Simpy
-
Spurl
-
Y! MyWeb
|
|
| | | |