Yazar |
|
efespilsen
İSkenderunTANBUL
Kayıt: 27.11.2008 |
|
Birinci Dünya Savaşı'nda Ingilizlere, 150 bin askerimiz esir düştü. Bu askerlerden bir kismi da Mısır'ın Iskenderiye şehri yakınlarında bulunan Seydibeşir Usare Kampı'na hapsedildi.
Kampın tam adı, 'Seydibesir Kuveysna Osmanli Useray-i Harbiye Kampı' idi. Bu kampta, 1918'de Filistin cephesinde esir düşen 16. Tumen'in 48. Alayı'na baglı Osmanlı askerleri tutuluyordu.
12Haziran 1920'ye kadar iki yıl boyunca her türlü işkence, eziyet, agır hakaret ve aşagılamaya maruz kaldılar.
Bu insanlık dışı muamelenin nedeni ise Ermeniler idi...
Kamptaki, Türkçe bilen Ermeni tercümanların yalan, yanlış çevirileri ve kışkırtmaları nedeniyle, kamplarin Ingiliz komutanları, azılı Türk düşmanı kesilmişlerdi. Savas bitmişti. Ancak, kamptaki ağır koşullar nedeniyle ölenler dışındaki askerleri teslim etmek, Ingilizler'in işine gelmiyordu. Cünkü, olasi yeni bir savasta, bu askerlerin yeniden karşılarına cıkabilecekleri, Ermeniler tarafından, Ingilizlerin beyinlerine işlenmişti.
Çözüm toplu katliamdı... Askerlerimiz, mikrop kırma bahanesiyle, süngü zoruyla dezenfekte havuzlarına sokuldu. Ancak suya normalin cok uzerinde krizol maddesi katılmıştı. Mehmetçik, daha ayağını soktuğunda, aşırı krizol maddesi nedeniyle haşlanıyorlardı. Ancak Ingiliz askerleri dipçik darbeleri ile askerlerimizin havuzdan çıkmalarina izin vermiyorlardi. Mehmetçikler, bele kadar gelen suya başlarını sokmak istemedi. Ancak bu kez Ingilizler havaya ateş etmeye başladı. Askerlerimiz, ölmemek için çömelerek başlarını suya soktular. Ancak başını sudan kaldıran artık göremiyordu. Cünkü gözler yanmıştı...
Dışarı çıkanların halini gören sıradaki askerlerimizin direnişleri de fayda etmedi ve 15 bin askerimiz kör oldu. Bu vahset, 25 Mayis 1921 tarihinde TBMM'de görüşüldü. Milletvekilleri Faik ve Şeref beyler bir önerge vererek, Mısır'da esirlerin krizol banyosuna sokularak 15 bin vatan evladının gözlerinin kör edildiğini, bunun faili olan Ingiliz tabip, garnizon komutanı ve askerlerinin cezalandırılması icin TBMM'nin teşebbüse geçmesini istediler.
Tabiiki yeni kurulan devletin bin türlü sorunu vardı. Bu hesap sorma işide unutuldu gitti.
Ama onlar unutmuyorlar...
Kendi ihanetlerini bile soykırım ambalajına sarıp, dünya kamuoyuna sunuyorlar. En üzücü olanı da malum birilerinin, bu karalama kampanyalarına çanak tutması...
ERMENİLER SOYKIRIM YAPILDI DIYE DÜNYAYI AYAĞA KALDIRIYOR BİZİM TARİHİMİZDEN HABERİMİZ YOK. Bu nasıl bir vahşet..15.000 askerimizi kör ettiler..Yazıklar olsun yapana yazıklar olsun bu olayın peşine düşmeyenlere…O gün haklarını aramadınız peki şimdi size engel olan kim..?
GAL"ATA"SARAY
|
|
Yazar |
|
kellad
istanbul
Kayıt: 21.01.2006 |
|
Hem suçlular hem güçlüler.
Biz daha güçlüyüz ama basiret göstermiyoruz. Tepelerine binsek suçlu konuma düşeceğiz diye korkuyoruz belki. Ama dünya böyle dönmüyor. Hakkını savunmak için gerekirse suçlu konuma düşüp adamın boğazını sıkacaksın. Kurunun yanında yaş da yanacaksa yansın. Bu rezalete yüzyıllarca katlanamayız.
Decompiling the code of universe.
Listening the cosmic background radiation.
Swimming in Inter Stellar Medium.
|
|
Yazar |
|
dotnetonur
Dersaadet
Kayıt: 21.11.2007 |
|
Ermeni’lerden özür dilemek yeter mi? Geçmişimize dönüp baktığımızda, o kadar çok özür borcumuz var ki
Bu listeyi çoğaltmak mümkün tabi
Çin seddinin yapılmasına sebep olduğumuz için Çinlilerden,
Kendisini Malazgirt’te mağlub ederek, Anadolunun kapılarını Türklere açtığımız için Romen Diyojen’den,
Haçlı ordularını bozguna uğrattığımız için papadan ve tüm Hıristiyan aleminden,
Konstantin’i fethederek İstanbul yaptığımız ve devletlerine son verdiğimiz için Bizans’lılardan,
Fatih’in, tarihin çöp sepetine attığı Rum Pontus Devletinin günümüzdeki artıklarından,
Katliama ve sürgüne maruz bırakılan Yahudileri II. Bâyezid döneminde Osmanlı topraklarına kabul ettiğimiz için İspanya ve Portekiz’deki Katolik devletlerden,
Baba İshak’tan, celali isyanlarını çıkaranlardan, bilumum asi, eşkıya ve haramiden,
Kazıklı voyvoda Vlad Çepeş’den,
Akkâ’da mağlubiyetin acısını tattırdığımız Napolyon’dan,
Asırlarca adaletimiz altında huzur içinde yaşattığımız Avrupa’dan, Ortadoğu’dan, Afrika’dan,
Filistin’de istedikleri topraklar Sultan Abdülhamit Han tarafından verilmeyerek, hain planları engellenen Yahudilerden,
İkiyüzellibin şehid vererek Çanakkale’de durdurduğumuz düşmanlarımızdan,
Tek suçları ülkemizi işgal etmek olduğu için İzmir’den denize döktüğümüz Yunanlılardan,
Gaziantep’ten, Kahramanmaraş’tan kovmak zorunda kaldığımız Fransızlardan,
Taşnaklardan, Hınçaklardan, Etniki Eteryadan,
D H K P C ’den, T K P L ’den, TİKKO’dan, Asala’dan, PKK’dan
Kıbrıs’ı kendilerine terk etmemekte ısrar ettiğimiz Rum’lardan,
Soydaşlarımıza olmadık zulüm ve baskıları yapan Bulgarlardan,
Zeydî tarafından Bush’un kafasına atılan ayakkabılar ülkemizde üretildiği için ABD’den,
Filistin’li çocukların askerlerine taş attığı İsrail’den,
Boşnakları katleden Sırp’lardan,
Çeçenistan’ı kana bulayan Rus’lardan,
Ergenekon’dan bilcümle terörist teşekküllerden…
Velhâsıl, bütün alçaklardan, hainlerden, arkadan vuranlardan ve kalleşlerden özür dilemeliyiz.
Kıyıda köşede kalmış olabilecek özür borçlarımızı da Ermeni dostu aydınlarımıza (!) havale ediyoruz.
(Mailime düşen güzel bir yazı..)
Ortam sanal olsa da, islenen suc gercektir...
|
|
Yazar |
|
reccae
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006 |
|
başlığın ilk mesajındaki bilgi forward maillerden önce hangi kaynakta yer almış acaba ?
her şeyi bırakın bir yana 15 bin türkün arkadaşlarına o şekilde işkence yapıldığını gördüğü halde hiç bir şey yapmadan o bahsedilen suya girdiğine inanarak atalarımıza hakaret bile ediyorsunuz.
insa ettigim binanin cimentosu kelâm
|
|
Yazar |
|
reccae
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006 |
|
özürdiliyoruz geyiğini ayrı tutuyorum tabi bu masaldan. o apayrı bir gereksizlik.
insa ettigim binanin cimentosu kelâm
|
|
Yazar |
|
nohead
Tristram
Kayıt: 26.08.2006 |
|
reccae yazdi | başlığın ilk mesajındaki bilgi forward maillerden önce hangi kaynakta yer almış acaba ?
her şeyi bırakın bir yana 15 bin türkün arkadaşlarına o şekilde işkence yapıldığını gördüğü halde hiç bir şey yapmadan o bahsedilen suya girdiğine inanarak atalarımıza hakaret bile ediyorsunuz.
|
Kızılhaç'ın Aralık 1916 ve Ocak 1917'de, Mısır'daki esir kampları ile ilgili raporu.
| A Report on a visit made in December, 1916, and January, 1917, to the
Camps for Turkish Prisoners of War in Egypt, by the Delegates of the
International Committee of the Red Cross. |
"Cresol" maddesinin çok çeşitli yerlerde kullanıldığı görünüyor. Detayları inceleyemedim ama "rapor" bu galiba.
http://www.gutenberg.org/files/10589/10589.txt
"The will of the nation" is one of those expressions which have been most profusely abused by the wily and the despotic of every age."
Alexis de Tocqueville
¨
|
|
Yazar |
|
reccae
istanbul
banlandı
Kayıt: 15.02.2006 |
|
nohead yazdi | Kızılhaç'ın Aralık 1916 ve Ocak 1917'de, Mısır'daki esir kampları ile ilgili raporu.
| A Report on a visit made in December, 1916, and January, 1917, to the
Camps for Turkish Prisoners of War in Egypt, by the Delegates of the
International Committee of the Red Cross. |
"Cresol" maddesinin çok çeşitli yerlerde kullanıldığı görünüyor. Detayları inceleyemedim ama "rapor" bu galiba.
http://www.gutenberg.org/files/10589/10589.txt |
raporda 6 yerde cresol kelimesi geçiyor ve bunlardan da benim anladığım kadarıyla öldürme,kör etme veya etnik temizlik gibi bir sonuç çıkmıyor. hepsinde kerasolün temizlik için kullandılığından bahsediliyor.
burda iddia edilen ise 15 bin türk askerinin gözlerinin kör edildiği ve bununla ilgili bir belge yok gördüğüm kadarıyla.
bu mail ortaya 5-6 ay önce çıktı ama bu tür bir olayın 90 yıl boyunca sır olarak kalabileceği benim hayalime sığmıyor. ama böyle bir şey size mantıklı geliyorsa bilemem. trilyon dolarlık feomidyumdan daha inandırıcı gelmiyor bana bu hikaye
insa ettigim binanin cimentosu kelâm
|
|
|
|
-
Del.icio.us
-
Digg
-
Facebook
-
Furl
-
Google
-
Blink
-
Simpy
-
Spurl
-
Y! MyWeb
|
|
| | | |