Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
Baht Nazlı, Zemin Çok Oynaksa
Bir al-elma olsaydı
Eşit biçimde dilimler,
Paylaşırdık mutluluğu;
“Şu senin
Bu benim! ” derdik.
Tadını çıkara çıkara
Eminirdik;
Elma değil dilemezsin ki…
Küçücük bir çalışkuşu
Mutluluk.
Ne zaman gelir,
Ne zaman öter,
Ne zaman susar,
Nereye gider
Bilemezsin ki…
Bindikçe biner
Ağırlığı
Yalnızlığın.
Özlemin yangınlara dönüşür
İçin bir yanar, bir üşür.
“Geleceğim! ” dersin
Göz takvimde,
Söz askıda kalır.
Engel üstüne engel
Gelemezsin ki…
Beni sorma var’la yok arası.
Ey kara gözlerin çırası
Bütün mühletleri bitirdim,
Ben, beni yitirdim.
Gelsen de beni
Koyduğun yerde
Koyduğun gibi bulamazsın ki…
Kendimden biliyorum
Çok göçük altında kaldım,
Nice hülyâlara daldım.
Bir sevdaya kaptırdıysan yakanı
Bir daha kurtaramazsın ki…
Köprünün o yakasında sen,
Bu yakasında ben
Aynı ırmağı seyrediyoruz.
Hep bu vakitlerde
Nedir bizi yakan,
Nedir üşüten
Neden
Akla yakın cevap yok
Bulamazsın ki…
Yeniden,
Yeniden ilân ediyorum:
Yüreğimdeki tomurcuk gülümsün
Ezgiler dokuyan.
Varı yoğu ayet ayet okuyan
Gönül dilimsin.
Gökte dolunay vardı
Sözleştiğimizde;
Gene var.
Bilmeyenler bilsin
Sevgilimsin.
Duyduğunu,
Dinlediğini
Beni anladığını biliyorum.
Başka türlü benim olmazsın ki…
Bahaeddin KARAKOÇ
avare: şiirin tamamını bold yapmak istemedim
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
Aşk
Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.
Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkın sürerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.
Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.
Sevgilinin otağını gökkuşağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.
Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak,
Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk.
İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa,
Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk.
Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer,
Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk.
İsrafil'in Sur'unu ruhunda duymaktır aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk.
Bahaeddin Karakoç
avare: karışık şiir
"suyu suyla yıkamak gibi aşka inanmaktır aşk" aşkın tanımının recursive bişey olduğunu söylüyor
Sevgilinin otağını gökkuşağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.
"sevgilim mutlu olsun, bana safran sarısı da yeter" mi demek? Onun mutluluğu için kederli olmaya razıyım?
Burdaki aşk, aşk-ı hakiki midir, aşk-ı mecazi mi? Her ikisi de olur gibime geldi. Söylediklerimi anlayanlar fikirlerini paylaşırsa sevinirim.
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
orhan yazdi | Bu Gece En Hüzünlü Şiiri Yazabilirim
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu
Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim
O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama
Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
Ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.
Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana
Hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri.
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi
Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana
Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona
Ellere yar olur. öpmemden önceki gibi.
O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
Artık sevmiyorum ya severim belki yine
Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda
Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
Belki bana verdiği son acıdır bu acı
Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona
Pablo Neruda |
Nasıl ıskaladım bilmiyorum. Çok güzel bir şiir. Gerçi konusu bana pek uymuyor ama olsun
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
Kiraz Devşirmeye Gitmiştin Hani
Nerden gelirsen gel, yolu uzatma;
Kavli erteleme, gönlüm kan ağlar.
Her gamzeni sapan yapıp taş atma
Camlar şangır-şungur, canda can ağlar.
Hortuma dönüşür her toz bulutu,
Gölgemin sırtında aşkın tabutu
Vadiyi kucaklar görkemli dağlar,
İntizarım yoktur, inkisarım var.
Nasıl girersen gir, yüreğim senin;
Deri geçir davul, tel takarsan tar.
Çiy düşse üstüne ürperir tenin,
Ay doğarken göle iner kuğular.
Islığıma uladığım ezgiler,
Yüreğime belediğim ezgiler,
Hicranla tanıştım ah u zarım var
İntizarım yoktur, inkisarım var.
Ne dersen de, dinlemeye hazırım
Yüreğim mekiktir, sesini sarar
Bakışında parlar beyaz huzurum
Bir karınca yuvasına yol arar
Bekletme, nazlanma, konuş ne olur,
Sensizlik bir çöldür ölümü solur,
Geç kalan gelişler ne işe yarar
İntizarım yoktur, inkisarım var.
Adınla yaklaşsa bana birisi
Havalar değişir, yer-gök gül kokar.
Bir aşk mağduruyum umut dirisi,
Dilekçem cebimde elimi yakar.
Kiraz devşirmeye gitmiştin hani
Çilek kokuyorsun vakte yabani
Unutma sana bergüzarım var
İntizarım yoktur, inkisarım var
Bahaeddin Karakoç
avare: inkisar: kırılma, darılma bergüzar: hediye, "sürpriz" de diyebiliriz
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
eoncelkorkmaz
Istanbul
Kayıt: 07.08.2006 |
|
ŞOYLE MUHKEN DUTAYIN ASK ILE DILDAR ETEĞIN
YA ELIM KAT'EDELER YA KESELER YÂR ETEĞİN
KORKMAZ
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
eoncelkorkmaz yazdi |
ŞOYLE MUHKEN DUTAYIN ASK ILE DILDAR ETEĞIN
YA ELIM KAT'EDELER YA KESELER YÂR ETEĞİN |
Bu beyit kimin? Bir de şiiri, tam imlaya uyarak yazabilir misin. Böyle anlaşılması biraz zor oluyor da...
Selamlar,
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
DİLENCİ
Sen hergün köşebaşlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldı ki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
Victor Hugo
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
melanko
Kayıt: 05.12.2006 |
|
Meftun Olarak
Yandım ebedi hüsnüne meftun olarak
Kâr etti dilin ruhuma efsun olarak
Sor hal-i perişanımı saysın geceler
Geldim kapına kaç kere meftun
Kahreyleme ey sevgili, şad eyle beni
Görsen ne çıkar bir kere memnun olarak
Etmek mi muradın beni sermest-i harab
Taa haşre kadar böylece mecnun olarak
Süleyman Arif Emre
Öylesine inand?rm??t?m ki seni dünayadaki son a?kla sevdi?ime...
|
|
Yazar |
|
melanko
Kayıt: 05.12.2006 |
|
AŞK
Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.
Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkırıp günlerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.
Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.
Sevgilinin otağını gökkuşağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.
Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak,
Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk.
İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa,
Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk.
Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer,
Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk.
İsrafil'in Sur'unu ruhunda duymaktır aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk.
Bahaettin Karakoç
Öylesine inand?rm??t?m ki seni dünayadaki son a?kla sevdi?ime...
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
melanko yazdi | AŞK
Andolsun bütün örtülere, andolsun bütün örtünenlere ki,
Kar altında terleyerek uyanmaktır aşk.
Yanmış iki cesedin kına gibi külleri arasından
Fışkırıp günlerce dirilip yeniden yanmaktır aşk.
Cümle ağaç kapıları, cümle demir kapıları aşıp,
Bir gönül kapısına dayanmaktır aşk.
Sevgilinin otağını gökkuşağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk.
Yaratmaktır ya da sevgilinin toprağından yaratılmak,
Her nefes alıp verişte yanmaktır aşk.
İsmaili bir gönülle teslim olmaktır bıçağa,
Birini kandırmak değil, bilerek kanmaktır aşk.
Diline arılar konar, koynunda karıncalar gezer,
Sevgilinin ölçeğiyle her zaman sınanmaktır aşk.
İsrafil'in Sur'unu ruhunda duymaktır aşk,
Suyu suyla yumak gibi aşka inanmaktır aşk.
Bahaettin Karakoç |
Bu sayfanın ikinci şiiiri olarak ben yazmıştım bunu Neyse olur öyle trafik kazaları arada sırada. Ama yorumlarınızı beklerim bu şiirle ilgili. Üstte sorulmuş bazı sorular vardı. O soruları kastediyorum.
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
Beni Bir Kere Dövdüler
beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm
daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor
büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri
geceleyin dövdüler dişlerimi tükürdüm
emirgan'la aramız çok eskiden beri yok
niye ölmedim diye bana bozuluyor
ötekiler şurda burda azar azar gördüğüm
çakıdan bozma itler sustalı birileri
fakat çok fena dövdüler size ne söylüyorum
bir vakit omuzlarım tutmadı dişlerimi tükürdüm
boşyerlerime vurdular yumrukları duruyor
gecenin bir saatinde gizlice kustum
bir böcek yürüyordu boynumdan içeri
burnum mu kanıyordu ağlıyor muydum
büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri
ayıran eden çıkmadı susadım su veren yok
kavgalı olmasaydık belki seni düşünürdüm
çocuk sıcaklığına sığınıp uyumayı
omzum bir vakit tutmadı dişlemi tükürdüm
fakat çok fena dövdüler size ne söylüyorum
daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor
hiç kimse o halimde görsün istemiyordum
eczane aramak filan aklımdan geçmedi
sıcak bir şeyler içmek otelde motelde
kavgalı olmasaydık belki seni düşünürdüm
dağıtılmış suratımı avuçlarına saklamayı
ağlamayı düşünürdüm kim bilir belki de
bir vakit omzum tutmadı dişlerimi tükürdüm
beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydüm
daha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyor
büyükdere'de dövdüler emirgân ve birileri
senin için dövdüler dişlerimi tükürdüm
Attila İlhan
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
melanko
Kayıt: 05.12.2006 |
|
selam avare,
sorularını yeni okudum. anlamını bildiğim kelimeler -hakiki, mecazi- şimdi içimde şüphe uyandırdı. hakiki ile kastın ilahi aşksa bu aşk elbette hakikidir.
diğer soruna geline sevgilim mutlu olsun yeter, ben safran sarısına boyanmaya razıyım" manasıı çıkaramadım ben bu şiirden. sevgilinin durumu hakkında bilgi veren mısralar göremedim. kendi aşkı için razı bence safran sarısına boyanmaya, aşkı tadabilmek önemli olan, sevgili bilsin ya da bilmesin "kapıya dayanmaktır" aşk. gidecek başka bir kapı olmadığını bilmek, aşkının karşılığını alamasa da o kapıdan ayrılamamaktır aşk. biraz şirden biraz benden oldu, bilmiyorum ne kadar doğru oldu.
Öylesine inand?rm??t?m ki seni dünayadaki son a?kla sevdi?ime...
|
|
Yazar |
|
melanko
Kayıt: 05.12.2006 |
|
Gelseydin
Sevgili!
Ümmü Mektum gibi
Seni görmeden sana sesleniyoruz
Alıp verdiğin nefesi duyar gibi
Sanki açınca gözlerimizi
Seni görecekmişiz gibi
Sana sesleniyoruz.
Senin huzurunda ses yükselmez.
Edeple konuşulur; edeple susulur.
Hele biz ki bu kapının dilencileri,
El açıp beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi ama
Şu araya giren yıllar olmasa
Medine’ne uzak yollar olmasa
İsmin anılınca yürek yanmasa
Kapında beklemekten başka
Bize bir şey düşmezdi.
Bekliyoruz Sultânım!
Rüyada olsa bile
Belki teşrif edersin diye
Hem de hiç kimseyi beklemediğimiz gibi.
Seni bekliyoruz.
Gelseydin,
Bizim için cennet olurdu gelişin.
Gelseydin,
Saadetli asrından gönderdiğin selâmını,
‘Kardeşlerim’ deyişini
Birbirimize nasıl anlattığımızı görürdün.
Gelseydin,
Dolaşsaydın sofralarımızı,
Bir tabak fazla görecektin,
Bir bardak, bir kaşık fazla…
Ve sofrada bir yer boş,
Baş köşe! ..
Ola ki Sen(A.S.M.) lutfeder gelirsin diye.
Gelseydin,
Dolaşsaydın gecelerimizi,
O ‘Kutlu Doğum’ gecelerini,
Anneler görecektin.
Yeni doğmuşsun gibi,
Yeryüzünü yeni teşrif etmişsin gibi,
Mışıl mışıl uyuyasın diye
Seni sabahlara kadar
Hayalen ayaklarında sallayan anneler görecektin.
Sevgili!
Gelseydin,
Medine-i Münevvere’den dünyaya yayılan Ashabın gibi,
Eyyüb Sultan gibi,
Kab bin Malik gibi,
Bir fecir vaktinde,
Henüz yirmisinde yirmi beşinde,
Bırakarak yurtlarını ocaklarını,
Hedeflerine ilahi rızayı koyan,
Arkalarına bakmayı ar sayan,
Yiğitler görecektin.
Onlar senin yiğidin,
Elleri, o öpülesi elleri,
Kimbilir hangi memleketin zemheri soğuklarında üşürken,
Senin köyünün hayaliyle ısındılar.
Gelseydin,
Gecenin zifiri karanlığında,
Uykunun en tatlı aralığında,
Rabiatül Adeviyye gibi Rabbiyle başbaşa
Gençler görecektin.
Gözyaşı dökerken günahlarına,
Veysel Karani’den istediğin gibi,
İnsanlığa dua eden gençler görecektin.
Gelseydin,
Asr-ı saadet gibi olmasa da,
Koklanmaya değer güllerimiz vardı.
Yine senin ikliminde yetişen.
Ama sen gelseydin,
Dikenler bile gül kokardı EFENDİM(A.S.M.) ! ! !
Seninle göz göze gelmeden gizli gizli seni seyretmek…
Hz.Vahşi gibi…
Hani sen Hane-i Saadet’ten Mescid-i Nebevi’ye giderken
Aişe annemiz ardından hayran hayran bakardı.
Seni mescidin önünde bekleyen Ashabı’nınsa
Bakışları yerdeydi.
Edepten göz göze gelmezlerdi.
Sende(A.S.M.) tebessüle nazar ederdin.
Mütebessim çehreni bir Ebu Bekir(R.A.) görürdü,
Bir de Ömer(R.A.) …
Şimdi okununca Ezan-ı Muhammedi
Pencerelerde, kapı önlerinde,
Seni(A.S.M.) bekleyen nemli gözler var.
Gelseydin,
Ve yürüyüp geçseydin önümüzden,
Gülleri bayıltan o enfes kokunu çekerdik içimize.
Sevgili!
Hakiki aşıkların sana doğru uçarken
Bizim bu yaptığımız yolda emeklemekti.
Dünya güzelliğiyle kollarını açarken
Bize düşen el açıp kapında beklemekti.
Sevgili!
Bekliyoruz! …
Dursun Ali Erzincanlı
bu konunun ilahi aşk için açıldığını düşünerek yazdım bütün şiirleri... avareye soruyorum: doğru mu?
Öylesine inand?rm??t?m ki seni dünayadaki son a?kla sevdi?ime...
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
melanko yazdi | selam avare,
sorularını yeni okudum. anlamını bildiğim kelimeler -hakiki, mecazi- şimdi içimde şüphe uyandırdı. hakiki ile kastın ilahi aşksa bu aşk elbette hakikidir.
diğer soruna geline sevgilim mutlu olsun yeter, ben safran sarısına boyanmaya razıyım" manasıı çıkaramadım ben bu şiirden. sevgilinin durumu hakkında bilgi veren mısralar göremedim. kendi aşkı için razı bence safran sarısına boyanmaya, aşkı tadabilmek önemli olan, sevgili bilsin ya da bilmesin "kapıya dayanmaktır" aşk. gidecek başka bir kapı olmadığını bilmek, aşkının karşılığını alamasa da o kapıdan ayrılamamaktır aşk. biraz şirden biraz benden oldu, bilmiyorum ne kadar doğru oldu.
|
Merhaba,
hakiki aşk: İlahî aşk; mecazi aşk: cismani aşk demek oluyor. Safran sarısına boyanmak meselesinde ben de senin söylediklerini kastetmiştim aslında. Söylediklerin/açıklamaların şiirle çelişmiyor. Şiirin geneline bakılacak olunca ben tamamen İlahî aşk için yazıldığını göremiyorum. Benim anlayışsızlığımdan da olabilir. Sevgilinin otağını gökkuşağına boyayıp gece-gündüz,
Hüznün safran sarısıyla boyanmaktır aşk. Bu söze gelince, burada sevgilinin mutlu olmasını/sevgiliyi mutlu etmeyi sevgilinin otağını gökkuşağına boyamakla simgelemiş. Mesele ise şu: İlahî aşk olunca, sevgilinin otağının gökkuşağı boyasıyla boyanmasına ihtiyacı yok. Çünkü muhtaç olan biziz, o istediği herşeyi yapacak kudrette. Hal böyle olunca, şiirde aşk "genel anlamda" ifade edilmeye çalışılmış diye düşünüyorum.
Diğer şiirine gelince, o şiiri okuyan adamı biliyorum; gerçekten güzel bir sesi var. O şiir için, İlahî aşktan bahseden bir şiir yerine Peygamberimiz için yazılan bir kaside denebilir.
siteden ayr?ld?m
|
|
Yazar |
|
avare
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006 |
|
Ağustos Çıkmazı
Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Durduğun yerde dur
Kendini martılarla bir tutma
Senin kanatların yok
Düşersin yorulursun
Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Bir deniz kıyısında otur
Gemiler sensiz gitsin bırak
Herkes gibi yaşasana sen
İşine gücüne baksana
Evlenirsin, çocuğun olur
Beni koyup koyup gitme, n'olursun
Attila İlhan
siteden ayr?ld?m
|
|
|
|
-
Del.icio.us
-
Digg
-
Facebook
-
Furl
-
Google
-
Blink
-
Simpy
-
Spurl
-
Y! MyWeb
|
|
| | | | | | | | | | | |