Konuyu görüntüle
IUCODERS FORUM > Genel > Edebiyat > Güle k?ymet verilmezdi/A??k ve ma?uk olmasa
Yazar
mokoko


avatar

banlandı
Kayıt: 14.08.2006
13.11.2006-20:02 #11310
İdil Üner - Güneşim

güneşim ayım sana ışık olsun
sıcak kumum yoluna açık olsun
okşarım tenini rüzgarlarımla
susuz kaldı sularım dudaklarına

ah o gözlerin
arasın beni izlesin peşime düşsün
ah o dudakların
gelsin bulsun tatsın ve öpsün beni

al bulutlarım sana yatak olsun
yumuşacık sessizce üstünü örtsün
ateşim aşkına kıvılcım olsun
sonsuz yansın yüreğinde hayata doysun



İdil Üner'in kendi sesinden....

http://www.youtube.com/watch?v=m3jD5qbKrYE





KIZILLL KURT
Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
14.11.2006-17:06 #11347
BİR HALİN VAR ÖZLÜYORUM

Bir halin var seviyorum
Küçük ellerinden daha çok
Bir halin var özlüyorum
Sıcak dudaklarında yok

Yıldızlı gözlerinde ayrı ufuk
Bir halin var düşünüyorum
Bir halin var gülüyorum
Arsız burnunda çocuk

Bir halin var özlüyorum

Cahit Külebi

avare: Arsız burnunda çocuk ne güzel bi ifade! Hiç böyle bişey duymadım.

Bu şiiri ingilizceye çevirmeye çalışmıştım. Burdaki "hal" kelimesine en uygun karşılık sizce nedir? Ben bi türlü bulamadım.thinking Bu güzel şiirden herkesin haberi olsun maksadımız; yoksa ukalalık değil!... Yazanlar, niye o kelimeyi uygun gördüklerini de söylesinler.





siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
15.11.2006-11:30 #11375
ASLINDA BU DENLİ GÜZEL KOKMAZ

Aslında bu denli güzel kokmaz hiç bir karanfil,
Onda seni kokladığımdan bunca güzel.
Aslında bu denli güzel olmaz hiç bir Sarıyer,
Orda seni öptüğümden bunca güzel.
Aslında bunca güzel olmaz hiç bir dünya,
Seni sevdiğim için dünya da böyle güzel.
Aslında bu denli deli değildim sor kime istersen,
Sevince seni delilik bile bak ne güzel.
Aslında sen dünya güzeli değilsin,
Sevdiğim için dünyada tek güzelsin...

Aziz Nesin

avare: "Güzelliğin on para etmez/şu bendeki aşk olmasa" şiirinin değişik bir dille anlatımıdır.





siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
15.11.2006-23:11 #11416
AYDINLIK

Uyan yârim , uyan söndü yıldızlar,
Gün karşı tepeden doğmak üzeredir.
Her sabah güneşi seyreden kızlar,
Mahmur gözlerini oğmak üzeredir.

Uyan yârim , sesler geldi derinden,
Karanlık oynadı , koptu yerinden;
İlk ışık, kapının eşiklerinden,
Şimdi , bir bölgeyi koğmak üzeredir.

Sevgilim , kapımı çaldı aydınlık,
baygın gözlerimi aldı aydınlık,
İçimde tıkandı kaldı aydınlık,
Bu aydınlık beni boğmak üzeredir.

Necip Fazıl Kısakürek





siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
15.11.2006-23:13 #11417
Beklenen şiirini yazmıştık. Sıra, Bekleyen'e çoktan gelmişti. Bekleyen, Beklenen'i çok bile bekledi.

BEKLEYEN

Sen, kaçan bir ürkek ceylânsın dağda,
Ben, peşine düşmüş bir canavarım!
İstersen dünyayı çağır imdada;
Sen varsın dünyada, bir de ben varım!

Seni korkutacak geçtiğin yollar,
Arkandan gelecek hep ayak sesim.
Sarıp vücudunu belirsiz kollar,
Enseni yakacak ateş nefesim.

Kimsesiz odanda kış geceleri,
İçin ürperdiği demler beni an!
De ki: Odur sarsan pencereleri,
De ki: Rüzgâr değil, odur haykıran!

Göğsümden havaya kattığım zehir,
Solduracak bir gül gibi ömrünü.
Kaçıp dolaşsan da sen, şehir şehir,
Bana kalacaksın yine son günü.

Ölürsün... Kapanır yollar geriye;
Ben mezarla sırdaş olur, beklerim.
Varılmaz hayale işaret diye
Toprağında bir taş olur, beklerim...

Necip Fazıl Kısakürek






siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
16.11.2006-12:41 #11426
ZEYNEP BENİ BEKLE

zeynep beni bekle - gece ağaçlarına
Yağmur çiseliyorum - cam tozu su beyazı
Yalnızlığını mutlaka değiştireceğim
Bir yaprak halinde süzülüp saçlarına
Eski teşrin'lerden - kederli kırmızı
zeynep beni bekle mutlaka döneceğim
söyle kim önleyebilir buluşmamızı

geceleyin ışıkları söndürdüğün zaman
benim şiir kitaplarından sızan aydınlık
elinde uyuyakaldığın heyecanlı roman
pancurların çarpıldığı lodos geceleri
rüzgarın değil benim - pencerendeki ıslık
her akşam koridordaki ayak sesleri
yanlış çaldığını zannetiğin telefon
zeynep beni bekle mutlaka geleceğim
hem bu ne ilk ayrılığımız ne de son

pikapta eminağa acemşirân saz semaisi
sokakta çocuklar saklambaç hırsız polis
hayat akıp gidiyor olsam da olmasam da
saati durmamalı ufak sorumlulukların
resmi bırakmadın ya - son çektiğin hangisi
bak mektuplar birikmiş yine masamda
fakülteler açılacak bak bugün yarın
zeynep beni bekle mutlaka geleceğim
başladığımız filmi birlikte bitireceğiz

kim ne derse desin içimde delice bir his

Attila İlhan





siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
16.11.2006-13:09 #11427
GÖLGE

Bizim bahçede bir çiçek var
Köşede, kimse görmez
O kadar narin ki; Güneş bile tenine iyi gelmez
Hep gölgede gizli kalsa ya...
Bırakmazlar, elbet farkedecekler onu
Hayret; nasıl fark etmediler bu kadar güzelini
Onu birisi görmeden kaçıp gitmeli
Evet, felaketim olacak bu görürlerse tenini
Çare var mıdır; bilmiyorum ki
Yoksa onun gibi toprağa mı gömülmeli?

Avare

GÖLGE

Bizim bahçede bir çiçek var
Köşede, kimse görmez
O kadar narin ki; Güneş bile tenine iyi gelmez
Hep gölgede gizli kalsa ya…
Bırakmazlar, elbet farkedecekler onu
Hayret; nasıl fark etmediler bu kadar güzelini
Onu birisi görmeden kaçıp gitmeli
Evet, felaketim olacak bu görürlerse tenini

Ya da alıp götürsem koyu bir karanlıkta
Koysam odamın en güzel yerine
Ölümü olacak bu hal onun belli

Çare var mıdır; bilmiyorum ki
Yoksa onun gibi toprağa mı gömülmeli?

Avare

avare: Arkadaşlar bu yazdıklarım arasından hangisini, niye seçtiğinizi belirtirseniz memnun olurum. İmlaya çok dikkat etmedim; bildiğiniz gibi şiirdeki cümleler tam birer cümle olmadığı için, yani bazen cümlenin bir kısmı üst mısrada bir kısmı alt mısrada olduğu için imla biraz anlamsız oluyor. Ama yine de imlaya yönelik düzeltmelerinizi de esirgemeyin.

Herkese sınavlarında başarılar





siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
18.11.2006-22:27 #11501
BUGÜN VE BUGÜN

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.

ÖZDEMİR ASAF

avare: yarın yoksa, o zaman ertelememek lazım. Peki ya bugün de yoksa? çünkü ancak ânı bilebiliriz.





siteden ayr?ld?m








Yazar
tommyknocker


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.02.2006
19.11.2006-17:41 #11532
avare yazdi
 
BUGÜN VE BUGÜN

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.

ÖZDEMİR ASAF

avare: yarın yoksa, o zaman ertelememek lazım. Peki ya bugün de yoksa? çünkü ancak ânı bilebiliriz.

Ertelememek lazım...Asla...Ölüm bir "an" da oluyor...An'ı da bilebilirmiyiz bu durumda?





Those were the days guys...
Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
19.11.2006-20:37 #11539
Ölümün bir anda olduğu konusunda bişey söylemek zor. Burda an diye bahsettiğimiz içinde yaşanılan sonsuz küçük zaman parçası; bu durumda öldüğümüz anı yaşıyor sayılamayacağımız için, ölüm burda mevzu bahis değildir. Bilmem anlatabildim mi?





siteden ayr?ld?m








Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
19.11.2006-20:45 #11540
DİYEK

Türkiye’de İstanbul ne ise
İstanbul’da gece ne ise
gecede yürümek ne ise,
yürürken düşünmek ne ise,
seni unutamamacasına düşünmek ne ise,
unutamamanın anlamı ne ise,
seni sevmek ne ise,
saklayayım mı yok söyleyeyim derken
birden aşka düşmek ne ise.
herneyse.

Özdemir Asaf





siteden ayr?ld?m








Yazar
tommyknocker


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.02.2006
19.11.2006-21:46 #11544
avare yazdi
 
Ölümün bir anda olduğu konusunda bişey söylemek zor. Burda an diye bahsettiğimiz içinde yaşanılan sonsuz küçük zaman parçası; bu durumda öldüğümüz anı yaşıyor sayılamayacağımız için, ölüm burda mevzu bahis değildir. Bilmem anlatabildim mi?

An insanın zaman algısının en uç noktası.Zaman algımızın=> "en küçük birimi"-En küçük zaman biri değil-.Ölüm bu zaman diliminin ne kadarını dolduruyor.Tamamını mı... yok ole deilse bize algılayabileceğimiz-Yaşadığımız anı- bir zaman dilimi daha kalıyor mu? Kastettiğim soru bu ama...An da bir zaman birimi ise bir uzunluğu warsa mutlaka bir uzunluğu da wardır bu durumda teknik olarak da bir günden ya da aydan bir farkı yoktur.Sonunu bilemediğimiz bir zaman parçası.Çokça küçük gelmesi ise bize ait bir algı durumu...(Öyle aklıma geliyor bazen, senn düşüncelerine hitaben değil sen diyince aklıma geliverdi işte tongue )





Those were the days guys...
Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
19.11.2006-22:44 #11551
Tabi ki algılayabildiğimiz zamandan bahsediyoruz. Algılayamadığımız bişeyin uç noktasından, biriminden yada herhangi bişeyinden nasıl bahsedibiliriz. Zaten anlamamış oluyoruz.

Ben şöyle düşünüyorum:

1. Ölüm bence bir anlık bir mesele değildir.
2. İnsan öldüğünü de bilir.
3. An dediğimiz şey yaşadığımız zaman parçasıdır. Yani ne -0 ne +0 dır mutlak 0'dır. Ondan sonrası sonradır, öncesi de öncedir. Öldüğün vakit bildiğin/yaşadığın son vakit yine 0 anı olacağı için anı bilmiş oluyorsun. Çünkü anı, içinde yaşadığımız zaman dilimi olarak tanımlamıştık.





siteden ayr?ld?m








Yazar
tommyknocker


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.02.2006
20.11.2006-22:11 #11614
avare yazdi
 
Tabi ki algılayabildiğimiz zamandan bahsediyoruz. Algılayamadığımız bişeyin uç noktasından, biriminden yada herhangi bişeyinden nasıl bahsedibiliriz. Zaten anlamamış oluyoruz.

Ben şöyle düşünüyorum:

1. Ölüm bence bir anlık bir mesele değildir.
2. İnsan öldüğünü de bilir.
3. An dediğimiz şey yaşadığımız zaman parçasıdır. Yani ne -0 ne +0 dır mutlak 0'dır. Ondan sonrası sonradır, öncesi de öncedir. Öldüğün vakit bildiğin/yaşadığın son vakit yine 0 anı olacağı için anı bilmiş oluyorsun. Çünkü anı, içinde yaşadığımız zaman dilimi olarak tanımlamıştık.

An eğer bir zaman parçası ise bir uzunluğu war demektir.Kaç boyutlu bilemiyorum.Bizim algımıza göre çoook küçük olabilir ama önemli olan algıladığımızdan ziyade gerçek uzunluğu.Sonuç itibari ile olaylar anın bir kısmını tamamını ya da çok küçük bir kısmını kaplayabilir.Sonuçta ise bir an da deriz çünkü o anın içinde gerçekleşmiştir olay.Bu anın büyüklüğüne bağlı ki biz bunu bilmiyoruz.Stephen king kara kule serisinde büyüklükten bahseder her şeyi bir büyüklük kapsar der.Dünya insanlardan, güneş sistemi dünyadan, samanyolu güneş sisteminden,başka büyüklükler bunları kapsar der ve bu algı olarak sonsuzluğa ulaşır der.Ancak onun bu sonsuz diğerinden büyük olma hadisesini sonlandırma yolu kara kuledir.Kara kule her türlü büyüklüğü kapsar der.Kastettiğim ise tam tersi bir durum.Küçüklük.Her küçüklük kendinden daha küçük parçalardan oluşur.An da bir küçüklükse kendinden küçük zaman parçalarından oluşması gerekir.Yani bana kalırsa mutlak sıfır noktası dememiz mümkün değildir an için.(Düşüncelerim sadece...)





Those were the days guys...
Yazar
avare


avatar
Istanbul
Kayıt: 09.10.2006
20.11.2006-22:31 #11616
Dediklerine katılıyorum. Benim kastettiğim mutlak sıfır,hani ani değeri diyoruz ya işte o. Öncesi ve sonrasında değil; tam o anda. Sonsuz küçüklüğe yaklaşım tarzında seninle aynı düşünüyorum. En küçük parçaların da bi takım parçalardan oluştuğunu düşünürsek nihai en küçük parçaya nasıl ulaşırız? Evet zaten bitirici soru budur. Biz bunu bilemeyiz. Bizim bilgimiz/algımız çok kabaca bir an algılaması. Ama algılamıyoruz/algılayamayız demek de doğru olmaz.
Selamlar,





siteden ayr?ld?m








1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11
Del.icio.us
Digg
Facebook
Furl
Google
Blink
Simpy
Spurl
Y! MyWeb